Bu durum yeryüzünün kırk fersah altında yer alan bu okyanusun varlığını bir yere kadar açıklıyordu. Benim düşünceme göre bu sıvı kütlesi, okyanus sularının bazı çatlaklardan sızarak toplanmasıyla oluşmuştu ve Dünya'nın derinliklerinde zaman için yavaş yavaş yok olup gidecekti. Bununla birlikte, söz konusu çatlağın şimdi tıkanmış olduğunu kabul etmek gerekiyordu, yoksa tüm mağara, daha doğrusu uçsuz bucaksız hazne, çok kısa bir sürede suyla dolmuş olurdu. Büyük bir olasılıkla, yeraltı ateşleriyle karşı karşıya gelince, bu suyun bir bölümü buharlaşmıştı. Başımızın üzerinde asılı duran bulutları ve katı Yerküre'nin içinde fırtınalar çıkmasına neden olan elektriğin serbest kalışını açıklayabilecek tek durum buydu.
Her yolculuk -uzun veya kısa- bir dünyanın, o dünyaya ait alışkanlıkların ve aslında o dünyaya ait her şeyin geride, arkada bırakılması anlamına geliyor. Önündeyse bilmediğin bir dünya ve bilmediğin bir istikbal duruyor. Bir gerçek terk edilirken, bir mümküne doğru yol alınıyor.
Ah şu yollar! Değişen sadece şehir tabelaları değildi, bir hayattan başka hayata girmekteydim aslında.Bir umutla yollardaydım.Uçuşup giden düşüncelerim kısa metraj film gibiydi...
Uzun zaman devam eden bir anlaşmazlık, her iki tarafında haksız olduğunu gösterir.
Voltaire
73
Ne kadar az bildiğimizi anlayabilmek için ne kadar çok şey bilmemiz gerektiği ne kadar gariptir. Cahil olduğunun farkına varmak bilgiye doğru atılmış büyük bir adımdır.
Disraeli
78
Orta yaşımızdan önce okuduğumuz kitaplar karakterimizi kalıplar