Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.27
#elmalıturta
Kitaba bayıldım
Emir e bayıldım
Beni güldüren bir kitaptı
Fakat daha çok ağlattı.......
Bu kitapta romeo ve juliete bakış açım bile değişti
Sahra ve emir gerçekten çok tatlıydı
Ahmetten iyice nefret ettim bu kitapta
O gerçekten korkağın teki
Neyse spoyler vermiyim
Kısacası kitap çok güzeldi......
Kitabın konusu güzel ve etkileyiciydi. Bir kadının yaşadıkları, yaşamak zorunda kaldıkları... Kitaptaki kadın masum bir aşık ve aşkı uğruna kadının çektikleri anlatılmıştı ve evet bir kadın olarak kitaba bakış açım taraflıydı.
Ama maalesef kitaptaki tek sorun yazı diliydi. Bazı noktalama işaretlerinin yanlış kullanılması istenilen duyguyu tam olarak vermeyi zorlaştırmıştı. Gerçekten böyle güzel bir konu anlatımla biraz daha etkileyici olabilirdi. Ama evet okunması gerek bir kitap. Konusu aslında hepimizin hayatında olan olaylar, karakterler de maalesef hepimizin hayatına girmiş/girebilecek karakterler. Hangimizin güvendiği dağlara kar yağmadı ki?
Kitabı çok onceri okumuştum yani nasıl denir. İlk okumaya başladığım zamanlar. O zaman bana mükemmel bir kitap gibi gelmişti. Zamanla çok kitap okumaya başladım okudukça bakış açım konular değişmeye yazılar basitlesmeye başladı. Sonra bu kitabı tekrar okumaya karar verdim. Ve tam düşündüğüm gibi çok basit bir kitabın güzelliği tamamen sizin bilgi birikiminize bağlı. Aynı kitap çok ağır ve zor giderken bir zaman sonra çok farklı olduğunu daha doğrusu onu anlayacak olgunluğa geldiğinizde çok daha g
üzel olduğunu fark ediyorsunuz.
Bu kitaba gelince yeni başlayanlar için güzel okuma bilir. Zaten Sinan Akyüz kalemi kolay sade akıcı yazıları olan bir yazarımız. Sıkmıyor sizi. Konusu ise ben bile okurken kadınlardan korktum. Bu tür kadınların ellerine kalmış erkeklerin vay vayyyy haline diyorum. İyi okumalar..
Musa ve Tektanrıcılık - Sigmund Freud
Musa ve Tektanrıcılık - Sigmund Freud
Say Yayınları - Çeviri: Kamuran Şipal
Bitirilen Tarih: 06.02.2021
Uzun süredir zihnimin bir köşesinde okunmayı bekleyen bu kitap, sonunda geçen hafta zihnimi rahatlatmak adına masama okunmak üzere geçiş yaptı. Freud insanlık tarihinin en önemli simalarından birisi. Hasbelkader eğitim görmüş biri onun bazı
Bugün 2. Kitabı bitirdim ve açıkçası kitaba bakış açım değişti. 1. Kitabı bu kadar sevmemiştim ama 2. Kitap düşüncelerimi değiştirdi. Okumalısınız, tavsiyem :)
Oblomov....
Okuduğum en güzel kitaplara bir yenisi daha eklendiği için çok mutluyum.
İncelemesini gereken güzellikte yapamayacağıma inandığım ve okuyucuya böylesi güzellikte bir kitabın en ufak bir bölümünü bile kötü aksettirmek istemediğim için okuyacak olanlara verebileceğim en güzel tavsiye OKUYUN...OKUTUN...
Kitap son dört gündür kalan 10 yaprağıyla elimdeydi okumaya bile kıyamıyordum...
Daha fazla bekletmemek adına bu sabah yavaş yavaş sindire sindire okuyup bitirmiş oldum.
Bitirdiğim zaman bana kitabın arka sayfasına şu cümleleri yazdırabildi Oblomov kitabı..
Aslında hiç bir şey yapmamış değildi İlya İlyiç.
Derin bir sevgiyle kendisine bağlı dostlarının kalbinde uzun yıllar yaşayacak kadar çok şeyler yapmıştı.
İyi bir insan olmuştu.
Menfaatsiz, sade, zarif, temiz, her türlü gösteriş ve kötülükten uzak bir kalple yaşayıp gitmişti bu hayattan. Herkesin olmasını istediği ve yaşayamadığı hayatı kendisi başarmıştı. Belki de ardımızda bırakabileceğimiz en büyük hazine ;kalplerde derin bir sevgiyle yıllarca anılmak...
Sevgiyle kalın...
İşte böyleee herkes kendine göre bazı çıkarımlarda bulunur okuduklarında benim de hissettiklerim yorumlayışım kitaba bakış açım bu..
Yazdıklarımı beğenmek kaygısı taşımadan sadece yıllar sonra dönüp baktığımda ne okuduğumu ne hissettiğimi görmek için yazıyorum umarım sizler için de keyifli bir okuma olur ... yıllar sonra okuyan Ben’e selamlar :)))
438 syf.
10/10 puan verdi
Bu hayata değer verdiren tek şey sonsuz güzelliğin görülmesidir.
Tarih sahnesinde güzellikle alakalı karşımıza çıkan ya da gözümüze çarpan kulaklarımızı fısıltılarıyla okşayan Homeros'tur. İlyada destanına göre tarihte bilinen ilk güzellik yarışması MÖ 2000'de bugün Kaz Dağları olarak bilinen İda Dağı'nda yapılmıştır. Yarışmacılar Eris, Hera,
Nazan ARISOY’un Nazım Hikmet ve Cemal Süreya ile ilgili kitaplarını da okudum. Açıkçası bu kitaba nazaran diğer kitaplarından daha çok keyif almıştım. Yazın kalitesini düşük buldum mesela. Sürekli aynı şeyleri tekrar tekrar okuduğumu hissettim. Belki diğerleri de aynıydı, son zamanlarda gerçekten yazın değeri yüksek kitaplar okudum. Bu durum benim kitap lezzeti anlayışımı biraz değiştirmiş olabilir. Bu benim için mutluluk verici. :)
Kitap önemli kadın edebiyatçılarımızdan Tomris Uyar’ın yine önemli üç şair ile bağlarını anlatıyor. Biraz kurgu biraz biyografi. Cemal Süreya, Turgut Uyar ve Edip Cansever gibi önemli şairlerimizi aşktan etkileyen bir kadın karakter olarak anlatıyor Tomris’i kitap. Cemal Süreya ‘nın hayatını okurken de şaşırdığım yerler olmuştu bu şairlerin ‘aşk’ a bakış açılarına. Yani gerçekten heyecan, gizem, farklılık, yasak cazip gelmiş, aşk olmuş onlara. Bunlarla beslenmişler ciddi ciddi .. Tomris’te gerçekten güçlü, sahip olunmaz, seçilmez, eyvallahı olmayan bir karaktermiş ve bu durum şairleri etkilemiş. Hikayelerini bilince Cemal Süreya şiirleri çok okudum. Tomris’i bulmak mümkün satırlarında . Cemal Süreya satırlarında Tomris’i ararken, şiirlere bakış açım değişti ve gelişti bu arada, sever oldum şaka maka :)) Bu da yine benim bir kazancım :)
Ama derseniz ki, Tomris’i tanıdın mı bu kitapla. Kesinlikle hayır. Ama merakımı uyandırdı ona dair. Kendi ‘gündökümleri’ varmış Tomris Uyar’ın . Yani yazdığı günlükleri. Listeme eklendiler.
Diğer kitaplarını tavsiye ederim. Piraye’de Nazım Olmak mesela, sanırım en sevdiğim. Bunu es geçebilirsiniz :)) İyi okumalar :))
Sürekli raflarda görüyordum ama ilgimi çeken bir konusu olmadığı için almamıştım. Tavsiye üzerine aldım okudum. Yani ülkemizde evet boyle bir gerçek var lakin insan aklıyla her şeyin çözümünü ve çaresini bulur diye düşünüyorum. Kızın kuma olmayi kabul etmesi kitapta kader olarak ele alınmış ama aklım almıyor bir insan hayir deme
481 syf.
10/10 puan verdi
Bu kitap beni gerçekten çok etkiledi. Tek kelimeyle harikaydı. Zülfü Livaneli'nin diğer eserlerini de sevmiştim ama bu bir başkaydı. Mutlaka okunması gereken bir kitap. Sanki o karakterler... Maximilian Wagner, Nadia Katharina Wagner, Maya(Ayşe), Mari(Semahat) ve diğerleri benim bir parçam gibiydiler ve onlar gittiğinde, kitap bittiğinde benden bir parça kopmuş gibi hissettim. Onların acılarını ben de paylaşmıştım. Zülfü Livaneli'nin bu muhteşem eseri bana çok şey kattı. Hayata, olaylara ve çevreme olan bakış açım değişti. Daha önce bakıp da göremediğim bazı şeyleri gördüm. İyi ki okumuşum. Hani olur ya bazı kitapları okuruz ve bittiğinde etkisinden uzun bir süre çıkamayız, bir boşluk olur içimizde ve sanki yıllardır tanıdığımız insanlar gibi gelir karakterler. İşte tam olarak böyle bir şey. Aslında böyle incelemeler yazmayı pek beceremem ama bu kitaba yazmayı doğru buldum. Bu kitap sayesinde Schubert'in Serenad'ını da tanıdığım için ayrıca çok mutluyum.
Elveda Max, elveda Nadia...
