Bir hıçkırık gibi olan satırları okurken gözlerim, 12.yy dan bu zamana aktarılan duygu karşısında kalakaldım. Böylesine büyük duygular içinde, güç toplamak boşuna. Heloise bilge kadın. Hem saygın, hem aşık. Başrahibe. Yüreğindeki acı ile başbaşa. Yapayalnız. Sevdiği adama yazdığı mektuplarda yüreğindeki acıyı, hüznü, aşkı, arzuyu okuyoruz. Ve tarifsiz bir an içinde kalakalıyoruz. Ne yazılabilir ne söylenebilir, bilmiyorum. Abelard bir filozof, din adamı ve aşık.
Kendimi ve beni seven o güzel insanı buldum satırlarda. Duygular öylesine benzer ki... Aradan geçen yüzlerce yıla rağmen bazı şeyler hep aynı. Ve mektupları bu kadar değerli yapan da budur: Hâlâ kendimizden bi şeyler bulabilmemiz. Bir hıçkırık gibi boğazda düğümlenen nefes gibi bu mektuplar. Bu dünyadan geçmişler capcanlı ve hâlâ okunarak yaşıyorlar. Ne güzel, ne güzel!