Alıklar Birliği ile ilgili tek kelime söyleme şansım olsa bu kesinlikle "değişik" olurdu. Bugüne kadar okuduğum en farklı romanlardan biriydi. Okuma listeme sevdiğim ve okuma tarzına güvendiğim bir okurdan görüp ekledim. Birazcık hakkında araştırma yaptığımda ön yargı ile başlamama sebep oldu. Hem bu yüzden hem de yazarın "mahalle ağzı" tarzıyla yazmasından kaynaklı olayları ilk başlarda biraz kavrayamadığımdan ilk 100 - 150 sayfasında bırakıp bırakmama konusunda kararsızlık yaşadım. İçeriğine gelecek olursak İgnatius Reilly daha önce de bahsettiğim gibi okuduğum en ilginç karakterlerden biri. Tembel, obur, her şeyi eleştiren, toplumla bir türlü anlaşamayan, düzgün ilişkiler kuramayan biri. Yani kapak resmindeki değişik görünümlü adam. Otuzlu yaşlarında, annesiyle yaşayan hatta bütün gün odasından çıkmayan, yaşadığı çağın her şeyini eleştiren bir adam aynı zamanda. Tüm saçma denilebilecek "olsa olsa ancak bu adamın başına gelir" dediğimiz olaylar ardı sıra geliyor kahramanımız başına romanda. Bu olayları hem komik bir dille anlatıyor hem de bir yandan toplum eleştirisi yapıyor.