Okuduğum ikinci manga. Aslında ne kadar eğlenceli olduğunu ilk manga kültürüyle tanıştığım Tokyo Gûl’den anlamıştım, ama elim hep romanlara gitmeye devam etmişti. Güzel şeylerin çabuk bitmesini hâlâ kabul edemememden kaynaklanıyor sanırım.
Futaba Yoşioka, yalnızca çevresindeki değil, dünyadaki bütün erkeklerin başa çıkılması zor ve gürültücü tipler olduğunu düşünüyor. Henüz daha çok başlardayken, “Erkeklerden nefret ediyorum,” dediği yerler bile oluyor. Böyle bir durum söz konusuyken, hayatında tanıdığı ve diğer erkeklerden yerini farklı tuttuğu tek bir erkeğe, Kou Tanaka’ya tutuluyor. Orta okuldaki ilk âşkına olan hislerini kendi içinde anlamlandırır anlamlandırmaz da, Tanaka yaşadığı ailevi sorunlar nedeniyle tanışıyor ve ikili bir süre boyunca birbirlerinden uzak kalıyorlar. Ta ki lisede, Tanaka ve Futaba yeniden karşılaşana kadar. Tabii, Tanaka hâlâ Futaba’nın ortaokuldan tanıdığı Tanaka ise.
Şirin ve masumane bir konusu var, fakat ara sıra Futaba’nın tavırlarına sinir olmadığım da söylenemez. Başladığım için devam edeceğim tabii ki ama umarım ileriki sayılarda katlanamadığım durumlar düzelir. Şimdilik söyleyebileceklerim bu kadar.