Hayatımın serisi diye ağlayıp güldüğüm,hayatımın her evresine şahitlik eden o kitap.
Filiz bu kurguyu yazmaya başladıktan sonra 2019 da okudum;bende bu kadar yer edeceğini düşünmeden.O zamanlar yine sınav senemdeydim şimdi yine sınav senemdeyim ve mezun oldum.4 yıl beklediğim beklediğime değdiğini hissetiğim bir kitaptır kendileri.Şimdi beni bırakalım ve kitabımıza odaklanalım.
Arya,Arya,Arya...
Ulaş,Ulaş,Ulaş...
Bir kitapta ne arasınız ya da bir kitapta aradığınız kriterler nelerdir bilemem ama bu kitapta aradığınız birçok şeyi bulabilirsiniz.
Fedarlık,aşk,korku,özlem,kayıplar ve nicesi.
Her duyguya karşın kitabın kalbimdeki yeri büyümeye devam etseydi eğer ki şu anda yürüyen bir kalptim.Bazen düşünüyorum acaba kitabı bende yeri olduğu için mi seviyorum yoksa başka bir şeyden dolayı mı sonra soruma yanıt alıyorum.
Onları kendi evrenlerinde her bir duyguyla kendileri oldukları için seviyorum.
Onları onlar oldukları,Arya'nın Ulaş'ı ve Ulaş'ın Arya'sı oldukları için seviyorum.
Kalbi kendinen büyük,sevgisi evren kadar,kayıplarla dolu bir kız çocuğu.
Geçmişleri,gelecekleri bağlı iki genç.
Hayatın omzuna yüklediğinden fazlasını alan buz kral.
Birbirleriye iyileşmeleri,kompleks yapıda olan bir olay ve zamanla çözülüp;çözülmenin verdiği huzuru kalbinde hisseden iki aşık Arya ve Ulaş diyeceklerim bu kadar.
Ulaş ve Arya birbirini daima sustuklarından anladılar ama ben onlar için susmayacağım ve okumanızı şiddetle tavsiye edeceğim.
Bir alıntıyla bu seriye veda etmek istiyorum;
“Saçlarına dokunmak yıllara dokunmak gibidir sevgilim.Uçlarına dokunmaya korkarım.”