Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Avrupa Edebiyatı ve Varoluşçuluk

Georg Lukács

Avrupa Edebiyatı ve Varoluşçuluk Hakkında

Avrupa Edebiyatı ve Varoluşçuluk konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
0/10
0 Kişi
7
Okunma
1
Beğeni
436
Görüntülenme

Hakkında

Avrupa edebiyatının klâsikleşmiş büyük yazarlarının verdiği eserlerin büyüklüğü iktisadî ve toplumsal süreçleri her yönüyle görmeleri ve mevcut şartlarda “daha embriyon halindeki insan tiplerini peygamberce” (Marx) yaratmalarından gelir. İnsan ile toplumsal çevresinin karşılıklı etkisinin yarattığı insan karakterini, insanı bir sınıfsal bireye dönüştüren çizgilerin formasyonunu, insanların nasıl zayıfladığını, birbirleriyle nasıl kesiştiklerini anlatırlar... Ama Varoluşçuluğun yalıtıcılığına kapılan modern yazarlar, bu süreçleri genellikle süreçten saymazlar. Süreçleri çevre, ırk ve başka etkenler aracılığıyla yazgıya indirgerler. İnsan ilişkileri nesneleşir, şeyleşirler, her şey kendi içine bakan insana yani “ben”e dönüşür, insanların toplumsal ilişkilerini kristalleştiren fetişlere dönüşürler; “ben” kapitalist dünyanın burjuva insanının gözünde kendi ekonomik düzeninin yasallığı gibi aşılmaz bir şeydir... Oysa büyük yazarlarda olup biten, iktisadî ve toplumsal çatışmanın ortasında dramatize edilen insan tipinin çelişkiden çelişkiye ilerlerken karşılaştığı rastlantılardır. Rastlantıların anlatılışı “hüküm süren gerçek koşulların derin biçimde algılanmasına dayanır”... Büyük ozanlar gerçek hayatın/aynanın nasıl ortaya çıktığını gösterir... Ama “kendi kendimi seçerek evreni yaratıyorum” düsturu aracılığıyla soyut bir özgürlüğün peşindeki “anlamı” arayan modern yazarların uygulamaları, algılama kavramını bütünüyle çarpıtmıştır. İnsanlarda algılamanın edilgenlik anlamına geldiği, yaşama ve onun sorunlarına karşı açık tutum almayı dışladığı, algılama gücünün etkin olmanın ve uygulamanın karşıtı olduğu doğrultusunda sahte ve köhne bir anlayış yaşamaktadır. Modern yazarlar “toplumsal sır”dan (ayna ardındaki sır) çok açık bir biçimde söz etmektedir. Modern yazarlar, yalnızca kendi yasalarını sürdürmektedirler. ‘Algılama, kavrama’ onlar için içe bakış anlamına gelmektedir, içsel yaşantıları, ben-yaşantısını izlemektedirler. Dikkatlerini dış dünyaya değil, yaşamın kendisine değil, kendilerinin dış dünyaya nasıl tepki gösterdiklerine yöneltmektedirler ve algısal biçimde davranarak tümüyle kendi göbek çukurlarını gözlemlemeye girişmektedirler...
Çevirmen:
Arif Berberoğlu
Arif Berberoğlu
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 56 dk.Sayfa Sayısı: 280Basım Tarihi: Mart 2012Yayınevi: Epos Yayınları
ISBN: 9789756790922Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Yazar Hakkında

Georg Lukács
Georg LukácsYazar · 22 kitap
13 Nisan 1885'te Budapeşte'de doğdu; 4 Haziran 1971'de aynı yerde öldü. Lukacs, Batı Marksizminin ünlü isimlerinden Macar Marksist filozof ve edebiyat bilimcisidir. Marksizmi Hegelci anlamda yeniden değerlendirmiş ve geliştirmiştir. Ernest Bloch, Antonio Gramsci, Karl Korsch ile birlikte Lukacs, 20.yüzyılın ilk yarısında, Marksist felsefe ve Marksist teorinin yeniden oluşturulmasında en önemli isimlerden biri olmuştur. Lukacs belirgin bir şekilde Ortodoks Marksizm savunucusu yapar, ancak metinleri bu anlamdaki Marksizm anlayışının her zaman sınırlarını aşmıştır. Özellikle Marksist sınıf kuramını ve bu kuramın bilinç ile ilgili yönünü geliştirmiş, sınıf bilinci teorisi ile her zaman konuşulan bir isim olmuştur. Bu konu İdeoloji teorisi bağlamında her zaman önemli bir alan olmuştur. Yabancılaşma ve meta fetişizmi konuları da Lukacs'ın özellikle belirli bir dönem esas konuları durumundadır. Öte yandan Lukacs bir edebiyat bilimcisi ve eleştirmenidir. Bu noktada etkili olacak ölçütler ve kavramlar geliştirmiştir.