Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bilinç ve Dil

John R. Searle

Bilinç ve Dil Gönderileri

Bilinç ve Dil kitaplarını, Bilinç ve Dil sözleri ve alıntılarını, Bilinç ve Dil yazarlarını, Bilinç ve Dil yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bizim tanımımıza göre bilinç; içsel, niteliksel, öznel duyarlılık ya da farkındalık durumları ve süreçlerinden ibarettir. Bilinç, böyle tanımlandığında, sabahleyin rüyasız bir uykudan uyandığımızda başlar ve gece uykuya dalıncaya, komaya girinceye, ölünceye ya da bir şekilde ‘bilinçsiz’ denilen bir duruma girinceye kadar sürer.
Sayfa 67
400 syf.
10/10 puan verdi
Bilinç Ve Dil
#johnrsearle #bilinçvedil kitabı okurken bir yanda sözlük( görüngü,içkin,vs...) bir yanda google amcadan (kişiler,görüşler,vs..) yardım aldım. İsmine aldandım zorlanarak okudum.. tamamen akademik dilde ve konunun uzmanları için yazılmış... " Bilinç, bilgiyle karıştırılmamalı, dikkatle karıştırılmamalıdır ve kendilik bilgisi ile karıştırılmamalıdır." " Felsefede, bilimde olduğu şekilde uzmanlar yoktur." Beyin süreçlerinin bilince nasıl neden olduğu hakkında genel bir bilgiyi bırakın teoriye bile sahip değilmişiz.. " Bilinç; içsel, niteliksel, öznel duyarlılık ya da farkındalık durumları ve süreçlerinden ibaretmiş.. Doğum sonrası yüksek ateşten ölen kadınlara müdahale eden bir doktor ellerini yıkadıktan sonra müdahale edince ölüm oranlarının azaldığını gözlemlemiş. Bunu yaparken mikrop teorisini bilmiyormuş.. Bilinç... Bir hayvanın düşünce sahibi olabilmesi için, düşünce bir inançlar ağında vuku bulmak zorundadır.. yani inançlar olmak zorundadır. İnanca sahip olabilmek için, bir varlığın , inanç kavramına sahip olmak zorunluluğudur. Çünkü bir inanca sahip olmak için, doğru inançları yanlışlardan ayırt edilebilmelidir.... Sadece dilin sahibi ve yorumlayıcısı olan bir mahluk düşüncelere sahip olabilir...Dil aslında kamusal bir meseledir ve genellikle, eğer onun ne demek istediğini ve hangi koşullarda dediğini bilirsek bir insanın ne anlatmak istediğini söyleyebiliriz..
Bilinç ve Dil
Bilinç ve DilJohn R. Searle · Litera Yayınları · 201117 okunma
Reklam
Zihinsel bir durum, herhangi bir tikel nöronun değil, nöronlar sisteminin bir özelliğidir.
Sayfa 129
Ve eğer bir kişi düalizmi terk ederse, yani gerçekten tamamıyla terk ederse, o aynı zamanda materyalizmi, monizmi, özdeşlik tezini, davranışçılığı, gösterge-gösterge (token-token) özdeşliğini, işlevselciliği, güçlü yapay zekayı (Strong Artifıcial Intelligence) ve ondokuzuncu ve yirminci yüzyılda düalizmin ürettiği tüm diğer çıbanları da terk etmek zorundadır. Daha açık ifade etmek gerekirse, tüm bu saçma görüşler düalizmin biçimleridir.
Sayfa 104
Birincisi: Beyin mekanizmalarının bilinçle ilişkisi bir tür nedenselliktir. Beyindeki işleyişler bilinçli deneyimlerimize neden olur. İkincisi: Bu, bir tür düalizmi kabul etmemizi gerektirmez, çünkü alt-üst biçiminde bir nedensellik vardır ve ortaya çıkan sonuç basit bir şekilde bizzat beynin üst düzey bir niteliğidir, yoksa ayrı bir cevher değildir. Bilinç beyinden fışkırıp akan bir şey değildir. Bilinçli durum daha çok, içinde beynin olduğu bir durumdur. Tıpkı katılık ve sıvılık ayrı cevherler olmaksızın suyun sıvı veya katı olabilmesi gibi, bilinç de ayrı bir cevher olmaksızın içinde beynin olduğu bir durumdur.
Sayfa 78
Reklam
Niteliksel, birleşmiş öznellik şeklindeki bu bileşik özellik bilincin temel özelliğidir ve bilinci, doğa bilimlerinin incelediği görüngülerden, başka herhangi bir şeyden daha çok, farklı kılan özellik de aslında budur. Problem, nesnel üçüncü şahısla ilgili biyolojik, kimyasal ve elektrik süreçler olan beyin süreçlerinin öznel olan hissetme ve düşünme durumlarını nasıl ürettiğini açıklamaktır.
Sayfa 72
Bizim tanımımıza göre bilinç; içsel, niteliksel, öznel duyarlılık ya da farkındalık durumları ve süreçlerinden ibarettir. Bilinç, böyle tanımlandığında, sabahleyin rüyasız bir uykudan uyandığımızda başlar ve gece uykuya dalıncaya, komaya girinceye, ölünceye ya da bir şekilde 'bilinçsiz' denilen bir duruma girinceye kadar sürer.
Sayfa 66
Çünkü bilinç de tıpkı sindirim, büyüme ya da fotosentez gibi tam anlamıyla biyolojik bir görüngüdür. Fakat biyolojideki diğer problemlerin tersine bilinç problemini çevreleyen kalıcı felsefi problemler dizini vardır..
Sayfa 66
Beyin süreçleri ve bilinçli durumlar arasında nedensel bir ilişki olduğu gerçeği, molekül hareketleri ve katılık arasındaki nedensel ilişkinin bir moleküler ve katılık düalizmi ima ettiğinden daha fazla bir beyin ve bilinç düalizmi ima etmez. İnanıyorum ki problemi görmenin doğru yolu, bilincin sistemin üst düzey bir özelliği olduğunu ve alt düzey öğelerin davranışının sistemin bu özelliğe sahip olmasına neden olduğunu görmedir.
Sayfa 56
Reklam
Dünyamızda, 'bilincin evrimsel işlevi nedir?' sorusu, 'hayatta olmanın evrimsel işlevi nedir?' sorusuna benzer. Ne de olsa, görünüşte bize oldukça benzer şekilde davranan fakat bütünüyle dökme demirden oluşan ve eritilerek üretilmiş tamamen cansız varlıklar tahayyül edebiliriz. Sorunun ifade edilişinde uygulanan standart metodun, köklü kafa karışıklıklarını gösterdiğini düşünüyorum. Bilinçle ilgili olarak 'bilincin evrimsel avantajı nedir?' sorusu, Kartezyen yanılgıya düştüğümüzü gösteren bir tonda soruluyor. Bilincin, sıradan fiziksel kanatlar ve su dünyasının bir parçası olduğunu değil de, sıradan biyolojik gerçeklik dünyasının dışında duran, fiziksel olmayan bir tür gizemli görüngü olduğunu düşünüyoruz. Bilinci biyolojik olarak düşünürsek ve ardından da ciddi biçimde soruyu ele almaya çalışırsak, 'bilincin evrimsel işlevi nedir?' sorusu, örneğin şuna indirgenebilir: 'Yürüyebilmenin, koşabilmenin, oturabilmenin, yiyebilmenin, düşünebilmenin, görebilmenin, duyabilmenin, bir dili konuşabilmenin, üretebilmenin, çocuk yetiştirebilmenin, sosyal grupları organize edebilmenin, yiyecek bulabilmenin, tehlikeden kaçınabilmenin, ürün yetiştirebilmenin ve barınak yapabilmenin evrimsel işlevi nedir?' Çünkü hem bütün bu eylemler hem de yaşamak için gerekli sayısız diğer eylemler insanlar için bilinçli eylemlerdir. Yani 'bilinç' hayatın diğer tüm yönlerinden ayrıştırılabilir farklı bir görüngünün adı değildir. Aksine 'bilinç', insanların ve üst düzey hayvanların yaşamlarının önemli etkinliklerini gerçekleştirdikleri tarzın adıdır.
Sayfa 53
O halde neden bilinç ve beyin söz konusu olduğunda bu noktayı kabul etmekte zorluk çekiyoruz? İnanıyorum ki buradaki zorluk, hala posası kalmış düalizmin etkisinde kalıyor oluşumuzdur. Zihinsel durumların epifenomenal olması gerektiği iddiası, şu varsayımla desteklenir: Bilinç, fiziksel olmadığı için fiziksel etkileri de olamaz. Benim delilimin bütün hamlesi, bu düalizmi reddetmeye yöneliktir. Bilinç, organizmanın sindirim ya da fotosentez kadar sıradan bir biyolojik ve dolayısıyla fiziksel özelliğidir. Fiziksel ve biyolojik bir özellik olması, bilincin varlıkbilimsel olarak öznel bir zihinsel özellik olmasını engellemez.
Sayfa 51
Sanırım bilinçli organizmaların biyolojisi hakkında nihai bilimsel açıklamamız şöyle ters yüz edilebilir: Bu organizmaların bilinci, yaşamlarında ve yaşamlarını sürdürmelerinde ancak küçük ya da önemsiz bir rol oynar.
Sayfa 50
Bu tartışmanın amaçları için felsefe ve bilim arasındaki tek önemli ayrım şudur: Bilim, sistematik bilgidir; felsefe ise kısmen sistematik bilgiye sahip olabileceğimiz noktaya ulaşma çalışmasıdır. Bundan dolayıdır ki bilim sürekli 'doğru', felsefe ise sürekli 'yanlıştır'. Şöyle ki, bir şeyi gerçekten bildiğimizi düşündüğümüzde ona artık felsefe demeyi bırakıp bilim demeye başlarız.
Sayfa 40
Bilgi sistematikleştikçe biz onu bilimsel bilgi olarak adlandırmaya daha çok meyilliyizdir. Fakat bu tarz bir bilgi, konu üzerine kısıtlama içermez. 'Felsefe' geniş oranda, bilime özgü olan sistematik yolla nasıl yanıtlanacağını bilmediğimiz bütün bu soruların adıdır.
Sayfa 39
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.