"Sakın! Sakın gitme baba!” Düşük
perdeden, hüzünlü bir şarkı gibi çıkmıştı sesim. Yalvarmanın en hüzünlü notalarında gezinen bir inilti."
Rüya gerçek arasında gidip gelen, her hikayesinde baba-oğul arasındaki ilişkiye değinen, kendi benliğinde kendini arayan karakterlerin hikayelerini yazmış yazar...
Baba-oğul ilişkisindeki çatışma, babaya duyulan özlem ve öfke... bazen babaya olan benzerliğinden duyduğu kızgınlık, bazen de duyduğu gurur her hikayeye damga vurmuş... Bilinç altındaki hep babanın istediği gibi bir oğul olma isteğini dile getirmiş...
Acılarını, özlemlerini, kızgınlıklarını, başarısızlıklarını, hayallerini, çaresizliklerini, korkularını, iç dünyasındaki yolculuğunu her hikayesinde samimi bir dille anlatmış yazar..
Aslında yazar "Geçmişte bizi etkileyen her olayla yüzleşmeden geleceğe yön veremezsiniz"diyor....
Samimi, akıcı bir dil ile yazılmış kitap...iyi okumalar...