Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bireycilik

Steven Lukes

Öne Çıkan Bireycilik Gönderileri

Öne Çıkan Bireycilik kitaplarını, öne çıkan Bireycilik sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Bireycilik yazarlarını, öne çıkan Bireycilik yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir kişi eylemleri kendisine ait olduğu ölçüde, yani bir başkasının istencinin aracı ya da nesnesi veya kendi istencinden bağımsız dışsal ya da içsel güçlerin sonucu olarak değil, özgür eyleyen olarak kararlarını aldığı ve seçimlerini yaptığı ölçüde özgürdür. Onun özerkliği, kesin olarak bu kendi kaderini belirleme kararı ve seçimine dayanmaktadır. Bu özerklik, onun eylemleri kendi bilinçli "ben"i yerine başka bir şey tarafından belirlendiği ölçüde azalacaktır.
Her insanın içindeki insanlığı dilediği biçimde ve bu insanlığın öğelerini kendine özgü harmanlayarak göstermesi gerektiği bana kolayca anlaşılır geliyor. Böylece kendisini, kendine özgü bir tarz içinde, zaman ve uzamın doluluğunda gözler önüne sermeli; kendisinin derinliklerinde bireysel olaral ortaya çıkabilecek her şey olmalıdır.
Reklam
19. yüzyılda özerklik
İtaat etmemenin tek örneği gelenekler önünde, diz çökmeye tek karşı çıkışın, kendi içinde bir görev olduğuna inanılmasında Mill ve Tocqueville öncü oldular.
Max Stirner
Ben, bencil olarak, bu “insan toplumunun” gönencini yüreğimde taşımıyorum. Ona hiçbir şey feda etmiyorum. Sadece, ondan yararlanıyorum: ama ondan tümüyle yararlanmak için onu daha çok mülkiyetime geçirmeliyim ve kölem haline dönüştürmeliyim yani onu yoketmeli ve yerine Bencillerin Birliği’ni oluşturmalıyım.
Aşırı ahlaki bir bireyci, genç Sartre gibi, tanrıya inanmak kötü bir inanç örneğidir diyecektir. Tanrı varolmadığı için birey “mazeretsiz” kalmıştır: Biz artık “davranışlarımızı meşrulaştırabilecek hiçbir değer veya buyruğa sahip değiliz”.
Sayfa 147Kitabı okudu
Reklam
Kurtuluşa ulaşmak için dışsal ve kollektif aracıya güvenilmez.
Sayfa 149Kitabı okudu
Toplumsal düzenin temelleri tuzla buz edilmişti, çünkü Avrupa’da gereğinden fazla özgürlük ve yeterinden az din vardı; her yerde otorite zayıflıyordu ve “bireysel ruhun” korkutucu bir büyümesi sözkonusuydu. Bireyin aklı “doğası gereği bütün kurumların amansız düşmanıdır”: Onun uygulanması ruhsal ve sivil anarşiyi yayar.
Birey bir amaç, toplumsa sadece bir araçtı ve devletin bir araç olmaktan başka bir değeri olamazdı. Nihai değerin devlete yüklenmesi, “puta taparlık” olacaktır: Aksi takdirde “amaç olarak makul bir değeri olan lağım borusuna tapınmak da mantıklı olacaktır.”
Reklam
Devlet dogmalarıyla, gizleriyle, rahipleriyle düpedüz bir dindir; devleti bireysel tartışmalara açmak, onu tahrip etmek demektir.
Thoreau, eğer devlet insanları “adaletsizlik faili” haline getirirse o zaman onlar kendi başlarına “kendileri ile devlet arasındaki birliği” bozmalıdır sonucunu çıkardı.
Ulmann ortaklaşa cezalandırmaları kanıt olarak göstererek “bireyin toplulukça veya toplumca yutulmasından” bahseder.
Atomik düzen
Bireycilik ilkesi; rekabet, herkes kendisi için ve herkese karşı ilkesidir. Çıkarların uyumu üzerine değil, karşıtlıkları üzerine kuruludur ve bu düsturla herkes mücadeleyle, başkalarını geriye itmeyle veya başkalarınca kendisinin geriye itilmesiyle kendine yer bulur.
Şu satırlarda kendimi buldum
İsyancı ve uzlaşmaz olmaları hiç şaşırtıcı değildir. Dinin işine burnunuzu sokarsanız ve halkı tek başına denetim altında tutabilen belli bir ağırlıktan yoksun bırakırsanız dini ürkütürsünüz.
20 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.