Gündemde hayatını kaybeden kraliçe varsa bu kitabı okumanın tam zamanı. Kitabın başındaki şu paragraf, aslında kitabın özetini sunuyor:
"Göz kamaştırıcı, başarılı bir hayattı onunki. U Po Kyin'in en eski anısı, seksenli yıllarda göbekli çıplak bir çocukken galip gelen Ingiliz birliklerinin Mandalay'a girişini
seyredişiydi. Biftekle beslenmiş, kırmızı suratlı ve kırmızı yelekli koca koca adamların sırasıyla önünden geçerken duyduğu dehşeti hatırladı; omuzlarına aldıkları uzun tüfekleri ve çizmelerinin çıkardığı ağır ve ritmik sesleri de. Onları birkaç dakika seyrettikten sonra tabanları yağlamıştı. Çocuk aklıyla, kendi insanlarının bu devler ırkıyla boy ölçüşemeyeceğini kavramıştı. Daha o yaşta İngilizlerin tarafında savaşmak, üzerlerine bir asalak gibi yapışmak en büyük hırsı olmuştu."
Bir ulus hatta bir dünya, aşağılık kompleksine nasıl boğulur, aşağılık kompleksine giren insanlar nasıl gönüllü köleler haline getirilir, köle olmaya razı olmayanlar nasıl aşağılık kompleksiyle suçlanır, bu kitapta bulacaksınız.
Çok uzatmadan Avukat Yazar İsmail Küçükkılınç'ın şu satırlarıyla yazımı sonlandırayım:
"Gemi ve makine!
Dünyayı sömüren bir ülke!
Köleliği bir özgülük olarak pazarlayan te-l-r-akki!
Çocuklarımız, dilinizi bilmezse iş bulamıyor!
Efendimiz, Yüce Efendimiz!
Size hayran, sokaklarınıza kapağı atmaya
can atıyor gençlerimiz!
Boğaz'dan harple değil
Kahpece geçen Efendimiz!"