Öne Çıkan Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri Gönderileri
Öne Çıkan Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri kitaplarını, öne çıkan Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri yazarlarını, öne çıkan Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sözün özünü bodoslama vermek istiyorum.
Kendisine, uluslararası ilişkiler ve uluslararası tarih konuları üzerine eğilen bir kitap süsü veren bu haylaz “tuğla” ( Neredeyse A4 boyutunda 762 sayfa tabi tuğla derim, o kaşındı.) aslında tarihsel bir ekonomi kitabıymış. ( Tamam! Başlıkta “ekonomik değişim” de diyor, ama azcık diyor. Canım yandı Olric
Batı dünyasının büyük bir bölümünde İstanbul'un 1453'te düşmesinin yarattığı şok hala etkisini sürdürmekteydi; bu olay Osmanlı Türklerinin ilerleyişinin artık durduğunu göstermediği için, yüklendiği anlam daha da büyüktü. Yüzyılın sonuna gelindiğinde, Osmanlı Türkleri-Yunanistan'ı ve İyonya Adalarını, Bosna'yı, Arnavutluk'u ve geriye kalan Balkan topraklarının çoğunu almışlardı; bundan da beteri, yüreklere korku salan yeniçeri ordularının Buda peşte ve Viyana'ya doğru ilerledikleri 1520'li yıllardı. Güneyde, Osmanlı kadırgalarının limanlara baskınlar yaptıkları İtalya'da, papalar, Roma'nın kaderinin de yakında İstanbul'unkine benzeyeceğinden korkar olmuşladı.
Dünya meselelerinde başı çeken ulusların nispi güçleri hiçbir zaman değişmeden kalmaz; bunun başlıca sebebi de, farklı toplumlar arasında ki eşitsiz büyüme hızları ve bir topluma bir diğerinden daha büyük yarar sağlayan teknolojik ve yapısal atılımlardır. Sözgelimi, 1500'den sonra uzun menzilli silahlarla donatılmış yelkenli gemilerin ortaya çıkışı ve Atlantik ticaretinin önem kazanması, tüm Avrupa devletlerine aynı ölçüde yarar sağlamadı - kimilerine öbürlerinden çok daha fazla yardımcı oldu.
“bir devleti en alt barbarlık düzeyinden en yüksek zenginlik düzeyine çıkarmak için barış, rahat bir vergi sistemi ve adaletin kabul edilebilir biçiminde dağıtılmasından başka hemen hiçbir şey şart değildir…”
İnsanlığın kendisine yıkım getirecek kadar pahalı olan yeni bir Büyük Güç savaşına girme aptallığını göstermeyeceğini varsayanlara, belki de aynı inancın 19.yüzyılın büyük bir bölümünde de saygın olduğunu hatırlatmak gerekir (…)