Merhaba sevgili okur,
Thomas Mann ile tanışmam Büyülü Dağ ile oldu. Okuma gurubu ile okuyor olmasaydım bitiremeyeceğim bir kitaptı maalesef. Ancak benim zorlanmış olmam kitabı kötü yapmaz, derin metaforlar, psikolojik alt anlamlar vardı. Zaman kavramının işlenişini çok sevdim. Kayıp Zamanın İzinde okuyormuşum hissi yaşadım. Ayrıca kitap içerinde geçen çeşitli toplumsal, siyasi,savaş, din, ölüm ve aşk gibi konuları tartışmalarıyla da Niteliksiz Adam’ı çağrıştırdı. Yazarın yer yer okurla konuşmasını da sevdim.
Büyülü Dağ’da, yola çıkanın işini ancak Allah bilir, derler ya o hesap Hans’ın üç hafta için gittiği bir sanatoryumda yaşadıklarını, evdeki hesabının sanatoryumdaki zamana uymamasını, düşünce yapısını, bakış açısındaki değişimi okuyoruz. Bu değişim sorasında zaman kavramını onunla birlikte sorguluyoruz.
Günün sonunda baktığımda okurken çok zorlandığımı, kitabın aşırı durağan olduğunu ve zaman kavramının işlenişini hoş bulduğumu hatırlıyorum. Genel olarak okurların beğendiğini de eklemek istiyorum.
Puanım: 7/10 Altı buçuktan yedi.