Sıra dışı iki insan...
Bir siyah... Bir beyaz...
Bir erkek... Bir kadın...
Bir engelsiz... Bir engelli...
Biri motosikletli... Diğeri tekerlekli sandalyede...
Biri mühtedi... Diğeri bildiğimiz Müslüman...
Biri Afrika’da... Diğeri Avrupa’da...
İki şahit... İki davetçi... İki dertli... İki dava delisi... İki adanmış... İki seferi... İki süvari...
Nevi şahsına münhasır iki şahsiyet...
Her birimizin zihnini uyaracak, kalbini titretecek, ruhunu diriltecek; iki nurlu sima, iki Rabbani öykü...
Modern dönemlerin iki duru ve diri davetçisinden bahsediyorum. Yalın ve yalnız ama yılmaz ve yorulmak nedir bilmez iki yüreğin yürüyüşünü paylaşmak istiyorum.
Maskesiz, makyajsız... İmaj ve prestij derdi olmayan... Safvetin ve samimiyetin simgesi olan iki isim... Bu iki isim aslında birer kişi değil adeta birer simge...
Yabancılaşmaya direnen, temsil ve tebliğ gücü yüksek iki yürek...
Musa Bangura ve Gülseren Gümüş...