Tekür, “Yiğit, nereden geliyorsun?”
Kan Turalı yerinden kalktı, iki yana sallana saha na yürüdü. Ak alnını açtı. Ak bileklerini sıvadı, dedi ki:
“Karşı yatan kara dağını aşmaya gelmişim,
Akıntılı suyunu geçmeye gelmişim,
Geniş eteğine, dar koltuğuna sığınmaya gelmişim,
Allah'ın buyruğuyla, Peygamberin sözüyle,
Kızını almaya gelmişim!” dedi.