Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Dünya Tarihi

William H. McNeill

Dünya Tarihi Sözleri ve Alıntıları

Dünya Tarihi sözleri ve alıntılarını, Dünya Tarihi kitap alıntılarını, Dünya Tarihi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
III. İvan, Moskova'yı taş yapılarla güzelleştirip görkemini artırmak için, İtalyan işçilerinin ve mimarlarının getirilmesi göreneğini başlattı. İtalyan taş işçiliği ve süsleme motifleri, Rus ahşap kilise mimarlığıyla birleşip İran inceliğiyle canlandırılınca, Moskova'nın Kızıl Meydanı'nı süsleyen ünlü Aziz Basil Katedrali'ni yarattı. Bu şaşılacak güzellikte ve son derece başarılı yapı, 1556'da Astrahan Hanlığı'na karşı kazandığı zaferi kutlamak üzere, IV. İvan adına yapılmıştı.
Sayfa 464 - İmge Kitabevi - 17. Baskı
V. Charles (Karl)
1519'da, Habsburglardan ( Karl da denen ) V. Charles, zaten son derece görkemli olan ünvanlarına ve erkine bir de "Kutsal Roma Imparatoru" sanını ekleyince, evrensel monarşinin gerçekleşebileceği sanıldı. Çünkü talihli bir evlilik bağlantısıyla V. Karl, yalnızca ailesinin Avusturya'daki ve Almanya'nın Avusturya'ya yakın bölgelerindeki topraklarını değil, aynı zamanda aşağı ülkelerden başlayarak Fransa ve Almanya arasında düzgün olmayan bir şerit biçiminde güneye doğru uzanan Burgonyalıların mirasına da sahip olmuştu. Bunlara ek olarak 1516'da, İspanya Krallığı tacının da mirasçısı durumuna geldi. Çok geçmeden bunlara, önce Cortez'in (152l'de) ve sonra Pizarro'nun(l535'te) Yeni Dünya'nın göz kamaştırıcı hazinelerinin kapılarını açmalarıyla, Avrupalıların hırsla parlayan gözleri önüne serilen yeni, geniş Amerika kıtaları imparatorluğu da eklendi. Bu da yetmezmiş gibi, Karl'ın Avusturya'ya bağlı toprakların yönetilmesiyle görevlendirdiği kardeşi Ferdinand, kayınbiraderi olan Macaristan Kralı büyük bir yenilgiyle sonuçlanan Mohaç savaşında Türkler önünden kaçarken mirasçı bırakmadan ölünce, 1526'da Bohemya ve Macaristan taçlarını ele geçirmişti.
Sayfa 439 - İmge Kitabevi - 17. Baskı
Reklam
Endüstrileşme ve Demokrasi akımlarına Asya'nın tepkisi (1850-1945)
Yönetim, son derece etkin bir tutum takınarak Japonya'nın endüstri alanında gelişmesinde başrolü oynadı. İlk aşamalarda bir çok yeni fabrika devlet fonlarıyla kuruldu. Bunlar kuruluş ve işletme giderleri çıkarıldıktan sonra özel kesime devredildi. Hatırı sayılır bir özel kesim endüstrisi ortaya çıktıktan sonra bile, endüstri alanında, yönetimin isteklerinin ve politikalarının sahip olduğu ağırlık sürdü. KÂR SAĞLAMAK HİÇ BİR ZAMAN KENDİ BAŞINA AMAÇ OLMADI. JAPON FİRMALARI HER ZAMAN ONUR VE SAYGINLIK KAZANMAYA ÇALIŞTI.
Sayfa 641 - İmge kitabeviKitabı okudu
Erdem ise, Konfüçyüs'e göre her zaman için insan yaşamının en yüce amacıdır.
Sayfa 175
Safevi İmparatorluğu'nun kurulmasında İslam dünyasını böylesine rahatsız eden şey, Şah İsmail'in bilgisiz izleyicilerinin, onun Şah İsmail biçimine girmiş Allah olduğunu düşünmeleriydi. Böyle bir savı dine karşı saygısızlık olarak gören daha bilgin ve teoloji alanında daha derin bilgili destekleyicileri bile, on iki imamın yedincisinin soyundan gelen Şah İsmail'in tüm İslam topluluğunun yasal başı olduğunu öne sürdüler.
Başlangıç
Birçok uzman yiyecek üretiminin Kuzey Amerika'da ve Güney Amerika'da Doğu Asya'da ve Batı Afrika'da ortadoğu'dan bağımsız olarak başladığını varsaymakta.
Reklam
2. dünya savaşı, tarafların trajikomik belirlenişi :D
Almanların Moskova cephesinde ilk gerilemeleri, 6 Aralık 1941'de görülmüştü. Ertesi gün Japonya Pearl Harbor'daki Birleşik Devletler filosuna saldırdı ve böylece Amerikalıları savaşa sakmuş oldu. llk birkaç gün içinde, Birleşik Devletler'in Japonya'nın yanı sıra Almanya'ya da savaş ilan edip etmeyeceği belli değildi. Hitler Birleşik Devletler'e savaş ilan ederek bu sorunu, Amerika hükümeti yerine çözmüş oldu.
Sayfa 786Kitabı okudu
Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik
David'in Bir Fransız Sebze Satıcısı ve Goya'nın işgalci Fransız askerlerinin İspanyol sivilleri katledişi, Fransız devrimi yıllarında insanlar demokratik siyasal kuramı yaşama geçirmeye çalıştıklarında ortaya çıkan bazı sorunları akla getiriyor. Sebze satıcısının yorgun yüzü, devrimcilerin özgür ve eşit yurttaşlara dönüştürdükleri sankülotlardan birinin yüzüdür. Ama onun dirayetli bakışı, belki de müşterilerinden olduğu gibi devrimcilerin niyetlerinden de kuşku duyduğunu anlatıyor. Goya'nın resmi başka bir soruyu akla getiriyor: Ya bir halk yabancıların kardeşçe süngüleriyle eşit ve özgür olmak istemiyorsa?
İmge Kitabevi - 17. Baskı
İslamda Sufilik Akımı
Sufi hareketinden önce Islamlık, daha çok bir kent diniydi. Gerçekten, şer'i hukukun kutsal töreniere ilişkin bazı buyrukları, ıssız kırsal bölgelerde yerine getirilebilecek şeyler değildi. Fakat "ermişlere" saygı, onların mezarlarına bağlılık ve vecde getirici derviş törenlerini izlemek, İslam topluluğunun üyesi olma yolunda atılan ilk adım sayılınca, basit köy halkı, kentin, karmaşık dinsel düşünceleri ve eylemleri benimseyen insanlarıyla aynı inancı paylaşabildi. Bir başka deyişle, Hinduizmde eskiden beri görülen, dinsel eylemlerde ve biçimlerde derecelendirmeye ve çeşitlendirıneye benzeyen bir nitelik Islama da girdi. Gerçekten, Ortadoğu gizemciliğinde Hint kaynaklı izierin bulunuşuna bakılarak, sufilerin izlediği yolun kazandığı zafer, Islamlığın Hintlileştirilmesi olarak tanımlanabilir.
Sayfa 345 - İmge Kitabevi - 17. Baskı
Yaralı Bilinç
Geleneksel İslam eğitimi sistemleri, Batı'nın ders programlarının okutulduğu yeni model okullar yanında varlığını sürdürdü. Kurumlarda görülen bu bölümlere ayrılma, düşünce alanında da benzeri bir duruma yol açtı. Batı düşüncelerine açılmış olan Müslümanların çoğu, İslam düşüncelerini ve İslam ilkelerini Batı'dan aldıkları bilgilerin ve becerilerin temelinde yatan düşüncelerle karşılaştırıp karıştırmadan, ayrı bir yerde tuttular. Bu koşullarda, ne gerçek bir yaratıcılığa ne de kendine güven duygusuna ulaşmak kolaydı.
Sayfa 692 - İmgeKitabı okudu
Reklam
Çobanların Çiftçi Toplulukları Sömürmeleri
Çoban topluluklar da avcılar gibi otoburların asalaklarıydı. Hayvanları için ot ardında koşarken birbirlerinden oldukça uzak bölgeler arasında dolaşarak gezici bir yaşam sürdürmeleri bakımından da avcılara benziyorlardı. Çobanlar çoğu kez, yılın her mevsiminde sürüleri için en zengin otlaklara giderek, az çok düzenli bir göç biçimi izlediler. Hepsinden öte, koyun ve sığır çobanları, sürülerini, ister hayvanlar, ister başka insanlar olsun, rakip etoburlardan korumak zorundaydılar. Böyle yaşam, rakipleri o topluluğun geleneksel otlaklarını istila etmeye ya da sürülerine saldırmaya kalktıklarında, yürüyüş rotasını kararlaştırabilecek ve ivedi durumlarda tüm toplumun komutasını eline alabilecek bir şefi gerektirdi. İlk çiftçi topluluklar oldukça barışçı ve eşitlikçiyken, başarılı büyük hayvan avcılarının ayırt edici özelliği olan savaşçı örgütleniş ve şiddete başvurma alışkanlıkları böyle bir çoban yaşamında önemini yitirmedi. Aralarındaki bu zıtlık, çobanlara, çiftçilerle herhangi bir askeri çatışmada açık bir üstünlük verdi. Gerçekten çobanlar öylesine büyük bir üstünlüğe sahip oldular ki, her zaman öteki insanları boyun eğdirerek ve onları hayvanlarıymış gibi sömürerek evcilleştirmeye kalktıkları görüldü.
Sayfa 50 - İmgeKitabı okudu
çöküşün habercileri olan içten ve dıştan gelme meydan okumalara karşı çıkma yolunda geleneksel davranışları ve geleneksel kurumları değiştirmeme, Müslüman kafaların bir yetersizliğinin değil, bir isteksizliğinin ürünüydü.
Sayfa 535 - pdfKitabı okudu
Yazı
Tarihin daha sonraki dönemleri açısından değerlendirirsek, rahiplerce yapılan ve geçmişi Sümer'e kadar dayanan buluşların en önemlisi, söylenen sözcüklerin kayda geçirilmesi yollarının bulunmasıdır.
Avrupa'nın 1500-1648 yılları arasında çektiği doğum sancıları, şaşırtıcı biçimde, bu çağın hemen tüm büyük adamlarının istediklerinin tersi sonuçlar doğurdu. Evrensel bir gerçeğin bulunup uygulanmaya konması yerine Avrupalılar, birbirleriyle görüş birliğine varamayacakları yolunda görüş birliğine vardılar.
Sayfa 501 - İmgeKitabı okudu
Sümer'de Yazının Doğuşu
Sümer rahipleri yazıyı, önceleri tapınak, ambar ve depolarında bulunan ve buralardan çekilen malları kaydetmekte kullandılar. Bu tür kayıtları tutanlar, her zaman bu işlemleri yapanların adlarının nasıl işaretleneceği sorunuyla karşılaştılar. Sonunda bu sorun, sözcük oyunu yöntemiyle çözüldü. Bir kimsenin adının heceleri kolayca resimleri yapılabilecek nesnelerin adlarına benzetilerek, bu nesneler çizildi. Çok geçmeden, bu nesnelerin resim işaretleri, o nesneyi değil, o nesnenin adındaki sesi belirtmeye başladı; böylece hecelerin seslerini simgeleyen işaretler kullanılarak herhangi bir şey kayda geçirilebildi. Yazıcılar yeterince standart hece resimleri geliştirdikten sonra, sıradan konuşmanın tüm seslerini kaydedebildiler. Böylece İ.Ö. 3000'den az sonra, tümcelerin ve kutsal öykülerin, dinsel yakarıların, yasaların, bağıtların ve öteki birçok belgenin yazıya dökülmesi olanağı doğmuş oluyordu.
Sayfa 41 - İmgeKitabı okudu
557 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.