Önceki kitabında (Değiştirilmiş Karbon) güzel bir aksiyon vardı. Düşmüş Melekler de onun kadar sürükleyici bir hikayeye sahip. Anlatım biraz karışık gidiyor. Bazen kimin konuştuğunu anlamakta güçlük çekebiliyorsunuz. Bilimkurgu, CyberPunk ve azıcık erotizm ile harmanlanmış. Yazım hataları bazen can sıkabiliyor.
Biyoteknoloji ile kılıftan (beden) kılıfa geçen baş karakterimiz Harlan'ın kenar mahalle çocuğu Takeshi Kovacs bu kez yok olmuş bir medeniyetin, Marslıların, arkalarında bıraktığı izleri, eserleri toplayıp bunlardan kar elde etmek isteyen şirketlerin yeni bulunan gezegendeki savaşının ortasında buluyor kendisini. Hepinizin bildiği define avcısı tip insanlardan biri burada karşımıza çıkıyor ve Kovacs'a havuç gösteriyor.
Daha önce keşfedilen, ona sahip olan şirkete büyük kazanç sağlayacak bir buluntu herkesi bu savaşa dahil ediyor.
Aşklar, ateşli bedenler, patlayan ve delinen bedenler, ihanetler, entrikalar, zoraki ilişkiler, radyasyon, Biyoteknoloji, Marslı, uzay, bilimkurgu falan :) hepsi aksiyon ve gerilim ile içine çekiyor sizi.
Keyifli okumalar