Vampir konusunun olduğu ve benim okuduğum ilk kitap -şöyle bir düşününce hatırlayamadım- sanırım. Yine de izlediğim dizilerden olsa gerek bazı klişeler bekliyordum. Neyseki böyle bir durumla karşılaşmamış. Alışılmışın dışında başkarakterlerden biri olan Lucas herkes tarafından beğenilen, gizemli bir kişilik olarak yansıtılmamıştı. Diğer bir ana karakter olan Bianca ise başlarda kendine güveni olmayan, asosyal bir tipti. Bunu ise okurken Bianca’nın yetiştirilme tarzı ve küçük bir kasaba da yaşanmasına vermiştim ben. Tek sıkıntı ilk başlarda olaylara girişin çok uzatılmasıydı. 150, 200. sayfalara kadar oldukça durağan ilerledi. Bu da benim okuma süreme etki etti. Bu kalınlıkta bir kitap için 7 gün uzun bir süre sonuçta. Birde olay akışını etkileyecek kadar önemli bir olay gerçekleşiyor. İşte orada vampirin aslında kim olduğunu anlıyorsunuz. Mesela benim düşündüğümün tam tersi çıkmıştı. O ana kadar vampirin vampir olduğuyla ilgili hiçbir şey kesinlikle anlamıyorsunuz ve ondan sonra karakterin birden vampir olduğunu öğrenmek ve devamını da o şekilde okumak kafa karıştırıcı oluyor, karakteri o şekilde benimsemeyi zorlaştırıyor. Tüm bunların dışında kitap serinin geri kalanının daha ilgi çekici olabileceği düşündürecek şekilde bitti. Eee, bu da haliyle merakı attırıyor.