"Bütün o süslü konuşma ve imalarımız (işaretler) uçuşup yok oldu. Geriye, fayda göreceğimiz şey olarak sadece geceleri kıldığımız birkaç rekât namaz kaldı."
(Cüneyd-i Bağdadi)
Ve sen bin sene ilim tahsil etsen,binlerce kitap okuyup hatmetsen,yine de bunlarla amel etmedikçe Allah teâlânın rahmetine lâyık bir kul durumuna gelmezsin.
Sahibini amele ve hayra teşvik etmeyen ilim,onu şer fitne ve günahlara teşvik eder.İman hakikatlerinde şüphe etmek ve inkar üretmek de bu hayırsız ilmin marifetlerindendir.
Ey oğul! Bil ki kabir her an senin gelişini beklemektedir.Onun için oraya ağlayarak değil gülerek gitmenin yolunu ara.Bu yol da iman ve amel yoludur.Çünkü bundan başka bir yolla kabire gülerek gitmek mümkün değildir.
Ali (ra) şöyle demiştir: "Çabalamadan Cennet'e gireceğini düşünen, sadece istemekle yetinen bir kişidir. Yalnızca kendi çabasıyla Cennet'e gireceğini zanneden ise, kendine gereğinden fazla güvenen bir kişidir."
Nasîhat vermek kolaydır. Nasîhat kabûl etmek güçdür.Çünki, nefslerine uyanlara, dünyâ zevklerinin peşinde koşanlara,nasîhat acı gelir, harâmlar ise tatlı gelir.
"İki bin kilo şarap tartsan da boş,
İyi bil ki içmeden olmazsın sarhoş."
Yüz sene ders okusan, bin kitap yazsan,
onları fiilen yaşamadıkça
Allah'ın rahmetine hak kazanamazsın.
Dünyada kalacağın kadar dünya için,ahirette kalacağın kadar ahiret için çalış.Allah teâlâya muhtaç olduğun kadar O'na itaat et ve cehennem ateşine dayanabileceğin kadar günah işle.
İstediğin kadar yaşa, nasıl olsa bir gün öleceksin; dilediğini sev, nasıl olsa bir gün ondan ayrılacaksın ve dilediğin şeyi yap, nasıl olsa bir gün bütün yaptıklarının hesabını vereceksin.