Darlington Malikanesi’nde başuşak olarak çalışan Stevens, işvereninin verdiği izin sayesinde İngiliz taşrasına altı günlük bir geziye çıkar. Bu gezi sürecinde gittiği yerleri, karşılaştığı insanları ve geçmişe yönelik anılarını bizlere aktarmaktadır. Düşünceleri arasında yer alan en önemli konu, bir başuşağın sahip olması gereken temel özellik olan ‘vakar’ın aslında ne olduğu ile ilgilidir. O’na göre hayattaki en önemli şey, bir başuşağın verilen görevi en iyi şekilde yerine getirmesidir. Stevens’ın sahip olduğu mesleki ilkeler yüzünden hayatı boyunca yaşadığı pişmanlıklara ve hayal kırıklıklarına şahit olmaktayız. Stevens, eski ve yeni ev sahiplerine karşı düşüncelerini de bizlere anlatmakta. Bir başuşak olarak tüm kötü düşünceleri de örtbas etmeye çalışmaktadır. Romanı özel kılan şey konusundan ziyade dili ve konuyu işleme şeklidir. Cümleler bir solukta okunmakta, okuyucuyu sıkmamaktadır. Bu roman, Nobel ödüllü bu yazar ile tanışmak için iyi bir ilk adım olacaktır.
İyi okumalar!