Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hadis Okumaları 1 - İlim Şehri

Metin Karabaşoğlu

Hadis Okumaları 1 - İlim Şehri Hakkında

Hadis Okumaları 1 - İlim Şehri konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

“Ben ilim şehriyim” diye buyurur Hz. Peygamber (a.s.m.) bir hadisinde. ‘Kapısı Ali’ (r.a.) olan ‘ilim şehri...’ Onun nasıl bir ‘ilim şehri’ olduğunun en birinci delili ise, hicrete mecbur kaldığı şehir, yani Medine’dir. Aklını ve kalbini Kur’ân’a ve Resûlullah’ın sözlerine açık tutmanın bir insanı ve bir toplumu nasıl dönüştürdüğünü, en çarpıcı şekilde Medine gösterir. ‘İlim şehri’ henüz aralarında değilken birbiriyle boğaz boğaza savaşan insanların yaşadığı Medine, onun hicretinden sonra ise, bütün çağlara örnek olacak bir medeniyet örneğine dönüşmüştür. Bugünün insanlarının da, tıpkı Medineliler gibi, onun hiç olmazsa sözleri ve sünnetiyle aralarında olmasına ihtiyacı var. Artık metropollerde yaşıyor olsa da manen bedevîleşmiş bugünün insanlarının huzuru ve sükûnu, akıllarının ve kalblerinin ‘ilim şehri’ni mesken tutmalarına bağlı. İlim Şehri, Hz. Peygamberin hadisleri üzerinden ilerleyen okumalarla, işte bunu ortaya koyuyor...
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 40 dk.Sayfa Sayısı: 200Basım Tarihi: Mayıs 2016İlk Yayın Tarihi: Kasım 2011Yayınevi: İz Yayınları
ISBN: 9786053261315Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Türler:
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 76.5
Erkek% 23.5
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Metin Karabaşoğlu
Metin KarabaşoğluYazar · 48 kitap
1964 yılında İzmir’in Tire ilçesinde doğdu. Yazı hayatı, ilkokuldan önce başladı. Ablasına bakarak yazmayı öğrendikten sonra yazdığı ilk yazısı, başlığıyla birlikte sadece iki cümleden ibaretti: “Allah kimleri sever? Allah doğru yolda gidenleri sever, eğri yolda gidenleri sevmez.” (Aradan geçen bunca zaman içinde yazdıklarıyla, hâlâ daha bu iki cümlenin açılımını yapmaya çalıştığını düşünüyor.) Yazı hayatı bu kadar erken başlamakla birlikte, kendisinde bir yazı kabiliyetine olduğuna ikna olması ortaokul ikinci sınıfta gerçekleşti. ‘Bakmak ve görmek’ farkını bir bahçe üzerinden anlatan yazısına, aynı zamanda okul müdürü olan Türkçe öğretmeninin verdiği karşılık “Dikkat et, sen yazar olabilirsin!” şeklindeydi. (Nitekim, dikkatsizliği yüzünden yazar oldu!) Yazı hayatı bakımından yaşadığı üçüncü önemli dönemeç ise, lise yıllarının başında Risale-i Nur okumaya başlamasıydı. Bu okumalarla birlikte, ilkokuldan itibaren meslek olarak belirlediği ‘mühendislik’ten uzaklaştı ve lisenin ‘Matematik’ bölümünü bitirdiği halde yazı hayatında ilerleyebilmek için İstanbul’u ve Siyasal Bilgiler eğitimini seçti. Bu arada, henüz lise üçte iken ülke genelinde satışı yapılan bir gazetede üç yazısı yayınlanmış durumdaydı. 1991’de üniversiteye kaydolmak için İstanbul’a geldiği Eylül gününde önce Cağaloğlu’na ayak bastı ve o ayağını bir daha başka bir yere kaldıramadı. Üniversite yılları ile Yeni Asya Araştırma Merkezi ve Köprü dergisi arasında mekik dokuyarak geçti. Yazı hayatı için ‘okulu asmayı’ ise doğru bulmadığı için, üniversite eğitimini, geride hiç ders bırakmadan, okulu üç yıl sekiz ayda tamamladı. Arkadaşları maliye, mülkiye, hariciye sınavlarına girerken, o henüz yirmibir yaşında editörü ve kapak dosyalarının yazarı olduğu Köprü dergisi için çalışmayı tercih etti. Sonuçta, hiç memurluk ve amirlik yapmadı. Bundan sonraki hayatı editörlük-yazarlık denklemi içinde, kendi tabiriyle ‘okuryazar’ olarak geçti. İz Yayıncılık’ın kuruluş heyecanını yaşadı. İnsan Yayınları ve Zafer Yayınlarında editörlük yaptı. Karakalem’i kurdu. Halen Nesil Yayın Grubunun genel yayın danışmanı olarak görev yapıyor ve çok zor yazan biri olarak geriye dönüp baktığında yazmış olduğu yirmialtı kitabı görünce, bu kitapları ne zaman yazdığını bir türlü çözemiyor…