“Bazen böyle bir şeyle yüzleşmemek daha kolaydır. Bazen sükunet daha merhametlidir.”
Selam, Adam Fawley serisinin ikinci kitabıyla geldim, okuması hem yorucu hem de merak uyandırıcı hem de gericiydi. Kitap boyunca bölümlere ayrılmamış olması ve ordan oraya atlaması sebebiyle kendimi yorgun hissettim, onun haricinde kitabın içeriği olsun, işlenişi olsun baya olaylıydı, içerisinde soruşturma kayıtları olması, gazete ekleri günlükler, ses kayıtları vs kitabı gerçekçi kılmış, dedektif dizisi izliyorsunuz havası veriyor anlarsınız ya, Kanıt veya Kriminal gibi. Kitabın başından sizi içine çektiğini söyleyebilirim tempo sürüyor fakat sanırım benden kaynaklı bazı kısımlarda sıkıldım okurken. Cinayet soruşturmaları çok iyiydi, şüpheli bir sürü isim çıkıyor git gide, tam diyorsunuz çözdük bir bakıyorsunuz biri yalan söylüyor tekrar en başa dönüyorsunuz. Sonu tatmin edici, gerçekten şu kadını kim öldürdü çözene kadar sinirleri zorluyor, cidden mükemmel kurgulanmış. Konuya da ufaktan bir değinirsem Harper isimli bi adamın evinin bodrum katında ölmek üzere olan bir kadın ve bir çocuk bulunuyor. Kimlikleri bilinmiyor ve ev sahibi hiç görmediğini iddia ediyor ama adam biraz da yaşlı alzheimer. Polis bu durumu bir türlü çözemiyor sonra iki yıl önceki kayıp bir kadın (Hannah Gardiner) vakasıyla ilişkilendiriyorlar ve olaylar sarpa sarmaya başlıyor. Yazarın diğer kitaplarına da bakmak istiyorum, bu seri şu an 6 kitabı varmış anladığıma göre diğer kitapları ne zaman çevrilir acaba. Artık bakacağız. Keyifli okumalar.
Hannah Gardiner’i Kim Öldürdü?
