Realîst akımın yazarlarından, romanın Shakespeare'i sayılan Fransız yazar Honore de Balzac'ın 'iki yeni gelinin anıları' kitabı mektup/roman tarzında bir yapıttır.
Rahibe olmak için manastıra verilen iki arkadaşın bir şekilde tekrar ailelerinin yanına dönmesiyle başlayan roman , mektuplaşarak hayatlarındaki değişimleri, aşk, mantık, tutku kıskançlık, evlilik ve evliliğin olmazsa olmazı çocuk gibi gelişmeleri birbirlerine anlatmalariyla devam ediyor...
Karakterlerden biri olan Louise, aşkı hayatının merkezine alırken, Renée hayatını mantık üzerine kuruyor.
Balzac in beni kendine hayran bırakan özelliği ise kadınları çok iyi anlamış ve bunu kitaplarındaki karakterlere çok iyi yansıtmış olması.
Kitabın bir erkek elinden çıkmış olduğuna inanmak gerçekten zor. Özellikle Renée 'nin bir mektubunda ilk doğumundan bahsetmesi, kitabı kapatıp bir süre düşünmeme sebep oldu. Sadece bir annenin hissedebileceği o ilk doğum anını öyle müthiş kaleme almış ki, beni gözyaşları içinde ilk doğumuma götürdü.
Bir erkek sadece ve sadece doğuran bir kadının hissedebileceği bir duyguyu nasıl bu kadar güzel anlatıp karşı tarafa bu kadar güzel yansıtırdı? İşte burada ona hayran oldum. Ne büyük bir yazar olduğunu anladım.
Geç tanımış olduğum için üzgün ama geç de olsa böyle mükemmel bir yazarın kitaplarıyla tanıştığım için de mutluyum. Başarılı çevirisiyle, anlatımı, kurgusu ve betimlemeleriyle enfes bir roman. Mutlaka okuyun derim