Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
İklimler
Andre MauroisEn Yeni İklimler Yorumları ve İncelemeleri
En Yeni İklimler sözleri ve alıntılarını, en yeni İklimler kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
8.410 üzerinden
208 syf.
9/10 puan verdi
iki bölümden oluşan kitapta önce philippe'in kaleminden odile'e olan aşkını okuyoruz. ikinci bölümde ise isabelle sahneye çıkıyor onun gözünden, kaleminden devam ediyoruz.
iklimler adının -konuyla uyumuna bakınca- dehşet-ül ala olduğunu söyleyebilirim. philippe çok aşık, takıntılı bir adam ve uçarı karısı odile'in yalanlarını görmezden gelmeye meyilli. ne yaparsa yapsın onun güzelliğinden gözünü alamıyor, acı çekmeye meftun ve bununla yüzleşemeyecek kadar kaybetmekten korkuyor aslında. nihayetinde odile'i kaybedince de ona olan saygısı etkileyici.
daha sonra eski karısının tam zıttı, iddiasız, özgüvensiz, içine kapanık isabelle ile ikinci evliliğini gerçekleştiriyor ve aslında odile ile yaşadığı şeylerin tersi yaşanmaya başlıyor, zamanla philippe de değişmiş hayattan zevk almaya, odile gibi olmaya başlamıştır. isabelle'in payına ise ona takıntılı ve kocasını sürekli sorgulayan, kıskanç eş olmak kalıyor. odile ilkbaharsa isabelle de sonbahar gibi gözüküyor.
nihayetinde isabelle asla odile gibi olamıyor ve onun gibi sevilmiyor.
"iki yaratığın kusursuz bir biçimde aralarında en ufak bir gölge düşmeden, birbirlerine bağlanmaları sizce olanaklı mı sevgilim?"
915.jpg){kind=small}
Bildiğimiz aşk kitaplarından çok farklı bir anlatım gücü var.Aşkın evrelerini iklimlere benzettiği için kitaba bu ismi vermiş yazar.Ben çok beğenerek okudum.Okumak isteyenlere tavsiye ederim.
İklimler harika bir kitaptı. Philippe isimli karakterimizin aşık olduğu iki kadının onu anlatmasından oluşuyor. Aynı karakteri farklı gözlemler ile okumak. Aşık bir adamın aşık olduğu kadına göre değişiklik gösterdiğini okuyoruz. Kitap bir solukta akıp gidiyor. Aynı olayları farklı karakterlerden dinlemeyi İşin Aslı Judit kitabında çok sevmiştim. Bu kitap ile de karakterin başka karakterlerle olan görünüşünü görebiliyoruz. Çok keyifli bir yolculuktu. Akıcı, sürükleyici ve merak uyandıran bir okuma.
Aşk, evlilik, sadakat, kıskançlık ve tutku beşgen labirentinde girdiğim sinir krizleri sonucu kayboldum. Bulabilene aşkolsun.
Warning ! kitabı okuyacaksan seni Philippe e acayip kızıp sinirlendiğim yorumumdan mahrum bırakıyorum burada dur. Ama bir dakika şunu da söyleyeyim Çokça altını çizip hepsini sizinle paylaşmadığım, duyguların iklimine savrulduğum harika bir kitap okuduğumu bilmeni isterim.
Kitap iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde Philippe in Odile e duyduğu tutkulu aşk, Odile in François e gitmesinden sonra bile devam ediyor. Ah Marcenat çok sevince gider herkes azar azar seveceksin.. İkinci bölümde Isabelle ile devam eden Philippe in kafası karışık karar veremiyor araya Solange in girmesine rağmen Isabelle Philippe i çok seviyor yine bir tutkulu aşk... O ona aşık öteki öbürüne kimse mutlu değil ilk kaydırmayı kim yaptıysa taaa bugüne kadar geldi o kaydırma. :)))
Tavsiyedir efendim.
Aşk üzerine yazılmış okuduğum en güzel kitaplardan biri. Aşkın karmaşık ve değişken yapısı, psikolojik yönleri iki bölüm şeklinde bir kadın ve bir erkeğin gözünden ayrı ayrı anlatılıyor. Okurken aşk üzerine düşüncelere dalmamıza sebep olan bazen de kendimizden bir şeyler bulabileceğimiz bir kitap. Aşk iklimlerini hissettiriyor okurken.
Kitaptan tavsiye üzere haberim oldu ve okudum.
Bir oyun bekliyordum ama bir Fransız aşk romanı çıktı. Sevipte aynı şiddette sevilmediğini düşünme izdırabı diyebiliriz konu icin. Peki neye sebep oluyor bu ızdırap? Tabiki başta kıskançlığa, sonra şüpheciliğe ve maşuku darlamaya. Böyle bir temelde aşk ve evlilik uzun zaman yürür mü? İlk önce bunu sorguluyorsunuz hikayede. Daha sonra insanın sevme konusunda bile değişimine ve dönüşümüne. Ebedi sürecek olan aşklara, varsa böyle bir inancınız, karşı da bir şüphe uyanıyor insanda kitabı okurken. Bir insana kul köle olmak mı, yoksa ilgisiz olup peşinden koşturmak daha avantajlı, daha kolay ve keyif vericidir? Elbette göreceli bir konu, ama kitap bu konuların hepsinde zihin mesaisi yapmanıza sebep oluyor. Fransa'daki evlilik ilişkilerine yabancı olan insanlara itici ve anlaşılmaz gelecektir belki kitap.
Ama bu ilişkilerin realite olduğundan hareketle, evlilik müessesesi üzerinde de kafa yoracaksınız kesinlikle.
Kitap tahminimden çok farklı çıktı ama okumaya ksinlikle değer.
Kitapla kalın...
Herkesi aynı cümlelerle sevemezsin. Bu ihanettir.
Bazen kitapların isimlerine göre, türler konusunda tahminlerde bulunmamız çok kolaydır.( Kitap kapakların janjanlı dünyasından bahsetmiyorum bile.) Bazen de kitabı bütünüyle kucaklamak gerekir. "İklimler" isim olarak kitabın özüyle bağdaşan en doğru tercih olmuş. Yaşadığımız ilişkilerin bize hissettirdiği mevsimlerin değişkenliği ve o mevsimlerin renkleri.. Edebiyat dünyasında Martin Eden',in etkileyici konusuna eşdeğer buluyorum .İklimler kitabı sadece kıyıda köşede köşede kalmış olması üzerine örtülmüş bir örtü gibi..
İnsanın duygusal ilişkiler bağlamında,değişen tercihlerinin zaman ve mekan bağlamında nasıl ters yüz olabileceğini saplantılı bir evlilikte derinlemesine tanıklık ediyoruz. (Karakterin romanlarla ve onun karakterleri ile içli dışlı olması bana "kendimi okuyorum." dedirtti.)
Dönem kitaplarını okumayı özelikle sevenler için mekan tercihleri karakterlerin duygusal durumlarına göre şekillenmesi dikkat çekiciydi.
Yılın ilk doğru kitabını bu kadar kısa sürede okumuş olmam da büyük şanstı benim için.
İklimler
"Ansızın hayatınıza girsem ne yapabilirsiniz ki?" diyerek dolaşma hakkına sahip o kitap. Aşk, sadakat, bağlılık ve ilişkilere bakış acımızı köklü bir sorgulamaya uğratacak bir eser. Arkasında düşülen nottaki gibi, aşka aşık olanlar için ve her zaman dünya güzeli. İçime işledi. Yıllar sonra unutup tekrar okusam isterim. Tabii unutabilirsem. Özellikle ikinci bölüm ile birlikte kitabın adının neden İklimler olduğunu anlıyoruz. Yaşam da biraz böyle bir şey değil mi zaten? İklimlerin toplamı.
"Yazgılarımız ve isteklerimiz her zaman çelişiyor."
208 syf.
9/10 puan verdi
Kitabı çok beğendim. Aşk üzerine yazılmış en iyi eserlerden biri olabilir. Vıcık vıcık bir romantizmin olmadığı, aşkı hem realist hem duygusal bakımdan ele alan psikolojik bir roman.
Şimdiye kadar okuduklarım arasında aşkı en yoğun olarak işleyen kitap oldu sanırım. Aslında başka birçok kitap okudum böyle ama gerek olaydan çok karakterlerin ilişkiye dair duygu ve düşüncelerinden bahsediyor olması, gerekse ilişkileri birçok yönden ele alıp günün sonunda o doğal anlaşılamazlığıyla bırakması ilk sıraya koymama neden
“Aşka âşık olanlar için” #helikopteryayınları tarafından tekrar basılan, olağanüstü bir metin #iklimler
Farklı dönemlerde, birbiriyle tezat karakterdeki iki kadınla kesişen yaşamında Philippe’nin inişli çıkışlı ruh halini anlatan #andremaurois , okuruna çalkantılı Paris atmosferi içerisinde nefes aldırırken aynadaki yansımadan da o dönemi izlettirir.
Çocukluktan itibaren hayalini kurduğu “mükemmel kadın” figürünün peşinden koşan kahraman, kendince mükemmele ulaşamadığı gibi, kuşkunun pençesinde kıvranıp yenilmişlik hissinin verdiği hüzünle yaşamaya çalışır.
İki bölümde anlatılan iki farklı evlilik, kişilerin yer değiştirdiği bir “dejavu” olarak değerlendirilebilir.
Ruhsal çöküşlerin karakterlere yansıtıldığı olağanüstü betimlemeleri ile Maurois; anlatma becerisi, duygusal tahlilleri ve Eros’un oklarının esiri olan zihinlerin dehlizlerinde gezinip durmayı oldukça özel anlatır bana göre.
Her ne kadar bir “Aşk” kitabı desem de, bilinen #romantik kitaplardan çok farklıdır “İklimler.”
İşte bu yüzden #okunur
Ps:
“Kaçan kovalanır.” azizim. Her dönem tescillenmiş bu deyim.
Aşk hakkındaki bu romanı yaklaşık 10 yıl önce ilk kez okuduğumda, bir adam ve Odile ile Isabelle ile ilişkisinin iki ayrı kişinin gözünden verildiği kurgudan ve tipik diyebileceğimiz ancak yine de değişik özellikleriyle ilgi çeken kadın karakterlerinden çok etkilenmiştim. Öyle ki; Philippe'in deli divane aşık olduğu ancak sonunda onu başkası
Uçarı, belirsiz, bir ayağı dışarıda kişiler midir bizi aşkta cezbeden?
“Aşka aşık olanlar için tekrar yayınlıyoruz bu dünya güzeli kitabı, unutulmasın diye.“
Kitabın arka kapak yazısında yer alıyor bu cümle. Bu aşk hikayesini severek okudum. Okurken aklımda birçok soru belirdi:
Bazı insanlar mutluluğu acıda mı arar?
Kadınların yaşama biçimi sevdikleri erkeklere mi bağlıdır?
Birini kaybetmemenin yolu aşkını fazla sergilememek midir?
Bende güzel bir tat bıraktı bu hikaye.Okumanızı tavsiye ederim.
İklimler için çok iyi bir aşk romanı deniyor ama bana göre asla bir aşk romanı değil. Kitap aşık olduğunda veya aşık olduğunu zannettiğinde ortaya çıkan kimlikler üzerine psikolojik tahliller içeren bir roman. Bu yüzden ismi iklimler yerine kimlikler olabilirmiş. Kitap asla boş bir roman değil; karakterlerin gelişimini,değişimini, olayların gidişatını merak ediyorsunuz ama dediğim gibi bir aşk romanı da değil. Zaten olması da gerek değil. Aslında 3 karakterin yaşadığı hiç bir duygu aşk değil. Aşık oldukları andan itibaren partnerlerinden gördükleri tekinsiz davranışlar karşısında aşk toksik bir ilişkiye dönüşüveriyor. Güvensizlik, aldatmalar, bunları normal karşılamalar oldukça yoğun anlatılıyor ve karakterler yaşadıkları duygunun ısrarla "aşk" olduğunda kararlılar. Ben bende bıraktığı etki olarak Eylül romanına çok benzettim
Size muhteşem bir kitaptan bahsedeceğim. Lütfen alın ve okuyun, lütfen. O kadar güzel dizeleri var ki; herkes zevkini tatsın istiyorum.
Kitaba gelirsek…
Bu kitabın “sadece” bir aşk hikayesi olduğunu söylemek haksızlık olur.
İklimler 1928 yılında basılmış. O yılların Fransa’sında bile Paris’in ne büyük bir sanat şehri olduğunu görüyoruz.
Kitabın adı İklimler ve iklimden kasıt, kahramanın taparcasına sevdiği kadınlar…
Kitap iki kısımdan oluşuyor.
İlk kısımda Philippe’in deli gibi sevdiği; ikinci kısımda ise aynı derecede sevildiği aşk hikayelerine yer veriliyor.
“Sevdiğini alıkoymak için duygularını gizlemeli mi insan her zaman?”
Okurken sık sık bu soruyu düşünüyor insan.
İki hikaye, iki kadın… Biri, kendisi olmayı başarabildiği için uğruna her şeye katlanılan Odile.
Diğeri ise, sevilmek için kim olacağına, nasıl davranacağına karar veremeyen, sevdiği adam onu beğensin diye çırpınan yine de görülmeyen zavallı Isabelle…
Muhteşem bir kitap. Bittiği için üzgünüm. Satırlarda kayboluyorsunuz.