Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Reflections on the Origin and Spread of Nationalism

Imagined Communities

Benedict Anderson

Imagined Communities Hakkında

Imagined Communities konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

What makes people love and die for nations, as well as hate and kill in their name? While many studies have been written on nationalist political movements, the sense of nationality--the personal and cultural feeling of belonging to a nation--has not received proportionate attention. In this widely acclaimed work, Benedict Anderson examines the creation and global spread of the 'imagined communities' of nationality. Anderson explores the processes that created these communities: the territorialization of religious faiths, the decline of antique kingship, the interaction between capitalism and print, the development of vernacular languages-of-state, and changing conceptions of time. He shows how an originary nationalism born in the Americas was modularly adopted by popular movements in Europe, by the imperialist powers, and by the anti-imperialist resistances in Asia and Africa. This revised edition includes two new chapters, one of which discusses the complex role of the colonialist state's mindset in the develpment of Third World nationalism, while the other analyses the processes by which, all over the world, nations came to imagine themselves as old.
Basım Tarihi: 2006Yayınevi: Verson
ISBN: 9781844674848Dil: EnglishFormat: E-kitap
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 31.1
Erkek% 68.9
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Benedict Anderson
Benedict AndersonYazar · 3 kitap
Benedict Richard O’Gorman Anderson (26 Ağustos 1936) İngiliz-İrlanda kökenli ABD'li politikbilimci. Cornell Üniversitesinde profesör olarak çalışmaktadır. Ulus kavramını "hayali cemaat" olarak tanımlamasıyla ünlenmiştir. Anderson, ulusçuluğun ve 'hayali cemaatlerin' oluşumunun ana nedeni olarak, monarşilere karşı yükselen hareketleri ve kapitalizmin gelişmeye başlaması ile ortaya çıkanmatbaanın elyazmalarına ulaşım ayrıcalığını ortadan kaldırmasını gösterir (Anderson buna basılı kapitalizm "print-capitalism" der). Anderson ulusçuluk çerçevesindeki ulus kavramının ortaya çıkışını 18. yüzyılın sonuna yerleştirir. Ernest Gellner, ulusçuluğun ortaya çıkışını Batı Avrupa'nın endüstrileşmesine bağlar (ki bu yaklaşım Doğu Avrupa'daki endüstrileşmemiş ülkelerde ulusçuluğun gelişmesini yeterince açıklamaz). Elie Kedourie ise Fransız devrimi ile merkezi Fransız devletinin kurulmasında katkıda bulunan aydınlanma düşüncelerini ulusçuluğun ortaya çıkmasında etkili görür. Anderson ise baska bir alana yoğunlasir. Anderson'a göre Avrupa devletlerinin okyanus ötesinde yarattığı sömürgelerde yaşayan diasporada, özellikle Amerika kitasindaki yeni kolonilerde gelisen bir kavramdir. Andersona göre "ulus" yapay olarak inşa edilen birşeydir. 1778 ile 1838 arasinda Kuzey ve Güney Amerika'da ortaya çıkan elit bir kesimin bilinçli şekilde kendilerini bir "ulus" olarak tanımladıklarını ve ilk ulus-devlet modellerinin bu şekilde ortaya çıktığını ileri sürer. Buna göre, zaten var olan "ulus" bir "ulus-devlet" insa etmez, "ulusalcılık düşüncesi", ulusu ve ulus-devleti birlikte inşa eder. Anderson, Fransa ve Amerika örnekleri üzerinden "ulus" inşasının nasıl geliştiğini gösterir. Anderson, bu ilk dalga ulusalcılığı, yurttaş ulusalcılığı olarak adlandırırken, daha sonra gelişen ikinci dalga ulusalcılığı etnik ulusalcılık olarak niteler. Anderson, ulus teorisinde yazılı edebiyata ve onun yayılmasına merkezi bir rol verir. Ulusalcılığın gelişmesi basılı kitaplarin sayısının artmasi ve matbaa teknolojisinin gelişimiyle birebir ilişkilidir. Anderson'a göre bir ulusun inşasinda "ulus"un antik dönemlere bağlanmasi önem taşır, hatta bunu bir zorunluluk gibi görür. Bu noktada Anthony D.Smith'den bazı kavramları ödünç alir. Ulus inşası için gerçek öykülerden cok efsanelere ve fantastik anlatılara dayanıldığını vurgular.