Tolstoy, kendi hayatını anlatmış olduğu bu eserde. Okuyucuya, hayatın nasıl olduğunu ve hayatın nasıl yaşanabilir diye sorular sorarak. Bu hayatı çözülemeye çalışmıştır.
İnsanları 4 temel kurama göre ayırmış olan Tolstoy, köylü kesimini küçük görmüş ama sonrasında asıl mutluluğun cahil olmakta olduğunu kavramıştır. İntihar etmek veya etmemek arasında kalmıştır fakat kendi düşüncesi ve okuduğu felsefi düşünürler ile doğru yolu bulmaya çalışmıştır.
Yüksek mertebe kesiminde ki insanların aslında ne kadar da mutsuz olduklarını görmüş olan yazarımız, sonrasında bir köye yerleşmiş ve orada köylülerin yanında mutlu olacağını düşünmüştür. Aslında onların cahil olması, o kadar keder çekmesine rağmen dinlerine hiç tereddüt etmeden inanması yazarımız tarafından çok huzurlu bir ortam olarak görmüştür.
Hristiyanlık dinine yeniden inanan yazarımız bu sefer tüm dini mecburiyetleri yerine getirmeye çalışmıştır. Fakat bir süre sonra yapılan bazı dini ritüelleri yanlış bulmuştur. Hristiyanlık dinine aykırı olan davranışları, kilisede sohbetler tarafından aykırı olarak görmediğini papazlar tarafından anlatılması Tolstoyu büyük hayal kırıklığına uğramıştır.
Eskiden çok kötü biri olan Tolstoy kendini ve inancını ararken doğru olanı bulmaya çalışmıştır. Doğru olanın insanlara düzgün davranmak olduğunu anlamıştır.
Gerçek yaşama amacının inanmak olduğunu bulan yazarımız bunun için çok çabalamıştır.