" Devlet gerçeğinin ayırıcı özelliği, onun belli bir ülke içinde örgütlenmiş en yüksek kuvvet olması. Toplumsal sınıflar işte bu kuvveti ele geçirmek için uğraşmışlar, uğraşıyorlar. Ezilen, sömürülen sınıflar bu uğraşta başarı kazanmaya başladıkları an, egemen sınıflar o güne değin geçerli olan ılımlı çatışma koşullarını bir yana iterek, elerindeki devlet kuvvetini alabildiğine uyguluyorlar. Ya da egemen sınıflar için kimi zaman en iyisi daha işin başında kaba kuvvet kullanarak toplumcu gelişmeyi engellemek. Egemen sınıflar bu tutumlarını da yerine göre ya açıkça gerçekleştirirler, ya da yerine göre felsefi bir hikmetmiş gibi savunurlar..." (Arka kapaktan)