İçerisinde o döneme ait katalog kapakları, posterleri barındıran renkli bir kitap. İçerisinde en çok hayret ettiğim Mickey Mouse un o dönemin eseri olmasıydı. Postmodern bir kitap olup ne kadar detaylı anlatmış olsa da sıkmayan bir kitap. Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. Özellikle tarih ve felsefi kitapları okumayı seven okurlara...
"Tanrı kötüdür. Rahipler neden sana Tanrı'nın iyi olduğunu söylüyor? Bizi yarattığı için. Ama kötü olduğunun asıl kanıtı budur. Tanrı, bizim başımızın ağrıdığını hissettiğimiz gibi Kötülüğü hissetmez. Tanrı Kötülük'ün kendisidir. Belki, ölümsüz olduğu için, milyarlarca yıl önce kötü değildi. Yazları sıkılıp zaman geçirmek için sineklerin kanatlarını yolmaya başlayan çocuklar gibi sonradan kötü oldu. Bak, eğer Tanrı'nın kötü olduğunu düşünürsen Kötülük sorunu açık seçik ortaya çıkar."
Bir deli nasıl mantıklı bir varsayımda bulunabilir? Üstelik, başkalarının kurallarına göre insan her zaman delidir, ama burada başkaları yok, tek ölçü benim.
Gianni mayısta bana ölmekte olan bir hastasına kum tedavisi öneren şu doktor fıkrasını anlatmıştı. "İyi gelir mi, Doktor Bey?"
"Fazla bir etkisi yoktur; ama toprak altına girmeye alışır insan."
Şimdi alışıyorum.
Yalnızca Tanrı'ya kızgındı, ama bu zor bir şeydi, bir gergedana taş atmak gibi, gergedan taşı fark etmez bile, işine bakar, sen kızgınlıktan delirirsin ve yüreğine iner.