Yazar daha önceki kitaplarında bu konuya yer vermişti. Çocukluğumuz dijital kirlilikten uzak, kalbimizdeki masumiyeti koruyarak geçti. Sokaklarda oynadık, paylaşmayı, iyi niyeti öğrendik. Bizim tekrar o masumiyeti hatırlamamız lazım. Bundan daha da önemli olan ise çocuklarımızın bizim yaşadığımız çocukluğun tamamen uzağında olması. Evlerde ve teknolojiye kilitlenmiş durumdalar. Oyalamak için, yemek yedirmek için, hatta bir noktada kafa dinlemek için bile tabletlere, telefonlara itiyoruz onları. Ne kadar bahaneler bulsak da biz yapıyoruz çocuklarımıza bu kötülüğü.
Hayati Sır, bu sefer çocuklarımızla birlikte okuyalım diye sesleniyor bize. Biz duyamadık, belki birlikte okursak çocuklarımız görecek bizim ihmalimizi. Sadece dijital dünya da değil, yedikleri, içtikleri, oynadıkları her şey farkındalık gerektiriyor.
Bu kitap her şeyin dışında; masumiyet ve maneviyat için yazılmış. Hatalarımızı göreceğiz ama hiçbir zaman geç olmadığını da bileceğiz. İçiniz kararmasın, tam tersi huzuru bulun diye... Düşündüren, silkeleyen ama aynı zamanda umut veren bir kitap.