En Eski Morgue Sokağı Cinayeti kitaplarını, en eski Morgue Sokağı Cinayeti sözleri ve alıntılarını, en eski Morgue Sokağı Cinayeti yazarlarını, en eski Morgue Sokağı Cinayeti yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Arthur Schopenhauer'dan sonra beni en çok etkilemiş insan Edgar Allan Poe...
Kimilerine göre edebiyatın en kara, kimilerine göre en belirsiz tarafının temsilcisi. Gotik edebiyatının öncülerinden tabi ki korku, gerilim ve polisiye türlerininde.
Morgue Sokağı Cinayetleri kısa bir kitaptır. Kitapta cinayet mahali ve cinayet mahalindeki insanların detaylı bir tasviri vardır, detaylı tasvirler de Edgar Allan Poe'nun uzmanlık alanına girer :)
Hacettepe de okuyan ve ya ziyaret etme şansı bulunanlar için söylüyorum dil öğrencileri duvara portresini çizdiler ve ünlü sözlerinden bir kaçını eklediler bizzat şahitlik ettim :)
Edgar'dan etkilenip birçok kısa ve uzun metrajlı film çekilmiştir, dizilerde mevcuttur. Benim favorim " The Following " dizisidir.
Bu arlar yeni bir dizi arayanlar hiç düşünmesin.
Dipnot: Diziye kendinizi kaptırıp, yazarın diğer kitaplarını okumayı ihmal etmeyin :)
Sanki çevirisi biraz aksak ama yine de Poe ve tarzı hakkında bir bilgi edinmek için yeterli. Polisiye sevenlere ayrıca tavsiye ederim. Ben bir dinlenme tesisinde almıştım ve keyifli zaman geçirmemi sağladı.
Sherlock Holmes seven herkes bu kitabı sevecek Buna eminim. Edgar tıpkı Watsonmış gibi sherlock u takip ediyor ve olay çözüyormuş gibi hissettim. içimden acaba sherlock Holmes hikayesi bu kiyaptan ilham alınarak mı ortaya çıktı diye düşümmeden edemedim.
Poe okumak ayrıcalıktır.. Okuduğum diğer yazarlar arasında Poe tamamen farklı bir yerde. Belki de Kuzgun nedeniyledir! Morgue Sokağı Cinayetleri kısa ama dolu dolu. Iki kadının vahşice öldürüldüğü bir cinayet ve olay yerinde duyulan farklı sesler.. Dupin olayı çözebilecek midir?
“İlk karşılaşmamız Montmartre Sokağı’ndaki karanlık bir kitaplıkta oldu.
İkimiz de aynı kitabı arıyorduk, ender bulunan, pek önemli bir kitaptı.
Bu olay bizi birbirimize yakınlaştırmaya yetti. Tekrar tekrar buluştuk.
Bir Fransız’ın kendisinden söz ederken takınacağı tam bir açık yüreklilikle
anlattığı aile öyküsü, beni pek ilgilendirmişti.
Okuduğu kitapların çokluğuna da şaşıp şaşıp kalıyordum, ama asıl ruhumu
bir ateş gibi saran yaratıcı hayallerinin sıcaklığı, canlılığı, tazeliğiydi.
Paris’te o zaman aramakta olduğum şeyleri ararken, böyle bir adamın dostluğu,
benim için değeri ölçülmez bir hazineydi, bu düşüncemi açıkça ona söyledim.
Sonunda kentte kaldığım sürece beraber oturmaya karar verdik, ben onun
kadar darlık içinde olmadığımdan, bir ev tutup ruhlarımızın karanlık havasına
uyacak bir biçimde döşemeyi üzerime aldığım ev, St Germain’in
dış mahallelerinde ıssız bir yerdeydi, zamanın aşındırdığı çirkin,
neredeyse yıkılacak eski bir yapıydı, ne olduğunu sorup öğrenmediğimiz
bazı boş insanlar yüzünden yıllarca boş kalmıştı.”
Güçlü kuvvetli bir adam nasıl fiziksel yetileriyle övünür, kaslarını çalıştıran hareketlerden zevk alırsa, çözümleme yetisi yüksek biri de karmaşık bir sorunu çözerken sarf ettiği zihinsel çabayla gurulanır.
Okuduğum kitabın kapağı daha farklı. İçeriği aynı mı bilmiyorum. Yayınevi farkı sanırım. Kitaba adını veren öyküye gelirsek, gerçekten şaşırtıcı ve heycanlı. Ama ben kitap içerisinde en çok beğendiğim yazı engizisyon işkencelerini anlatan hikaye oldu. Gerçekten hem heycanlı hem ibret vericiydi. Yazarın bir batılı olarak bunu hikayeleştirmesi iyi bir cesaret. Bunlarla birlikte öyküye girene kadar yazı girişlerini neden o kadar çok uzattığını ayrıca merak ettim. Evet oralardan da altı çizilecek yerler buldum ama direk konuya girdiği hikayeler daha dikkatimi çekti.
'''The Murders Of The Rue Morgue''' Edgar Allan Poe'un 1841 senesinde yazdığı kısa romanının orjinal ismi bu şekilde... Bizdeki birçok yayınevi bunu 'Morgue Sokağı Cinayeti' olarak yayınlamış fakat orjinal başlığından da anlayacağımız üzere buradaki 'cinayet' kelimesinin çoğul 'cinayetler' olması gerekiyor, orjinaline daha uygun bir başlık için.( Bu çok da önemli değil)
-Tarihteki ilk cinayet ve dedektiflik konulu edebi eser olduğu savunulan bu eserin sonraki dönemlerde Arthur Conan Doyle'a ve Agatha Christie'ye ilham kaynağı olduğu söylenmiş ve sonradan bu söylenti bahsedilen yazarlar tarafından onaylanmıştır.
Mühim bir tarihi konuma sahip bu esere herhangi bir edebi yorum getiremiyorum. Eser hakkında bazı menfi fikirlerim olsa da bunları yazıldığı dönemden veriyorum. Tavsiye ediyorum...