Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İyinin ve Kötünün Ötesinde

Nietzsche

Leo Strauss

Nietzsche Hakkında

Nietzsche konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

Bu kitap Leo Strauss’un St. John’s College’da (Annapolis, Maryland) Nietzsche’nin İyinin ve Kötünün Ötesinde adlı eseri üzerine 1971-72 güz ve bahar dönemlerinde verdiği seminerin dökümünden oluşmaktadır. Seminer, büyük ölçüde Strauss’un Nietzsche’yi doğrudan anlama çabasıdır. Nietzsche Strauss’un ifadesiyle “son altı kuşağın en kapsamlı ve en derin sorgulayıcısıdır. Sokrates’i sorgulasa da ve tam da onu sorgulaması nedeniyle, bize Sokrates’i hatırlatır.” Strauss, Nietzsche’nin güç istencinin doğru olduğu ya da temel gerçek olduğu iddiasında yer alan güçlükler ile ilgilenir ve tüm bu iddiaların sadece yorum olduğunu belirtir. Ayrıca Nietzsche’nin hiçbir canlı türünün sabit olmadığı ve tüm “oluş”un ölümcül olduğu hakikatiyle ilgilenir ve “Tanrı öldü” olarak özetlenen bu ölümcül hakikatin gerçekten yaratıcı olanlar için ölümcül olması gerekmediğine dikkat çeker. Strauss’un doğa sorunu veya doğa ve tarih sorunuyla ilgili kendi kaygısı, aynı zamanda doğanın nasıl Nietzsche’nin merkezi ama genellikle gözden kaçan temalarından biri olduğunu vurgulamasına izin verir. Strauss bu vesileyle Platon, Spinoza, Locke, Kant, Hegel, Marx, Freud ve Heidegger gibi düşünürlere de değinir. Seminer ayrıca Strauss ve St. John’un öğretmenleri ve öğrencileri arasında canlı ve derin tartışmalarla da dikkat çekiyor. St. John’s College’ın dekanı ve Strauss’un arkadaşı olan Jacob Klein en azından bazı oturumlara katılmıştır.
Çevirmen:
Özgüç Orhan
Özgüç Orhan
Tahmini Okuma Süresi: 10 sa. 39 dk.Sayfa Sayısı: 376Basım Tarihi: 5 Ekim 2018Yayınevi: Pinhan Yayıncılık
ISBN: 9786059460583Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 39.7
Erkek% 60.3
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Leo Strauss
Leo StraussYazar · 6 kitap
Alman Yahudisi kökenli Amerikalı siyaset felsefecisi. Strauss 1930'larda nazilerden kaçarak ABD'ye göç etti. Ernst Cassirer'den ders aldı. Eski bir neo-con olan Fukuyama'ya göre Strauss hakkında söylenen pek çok şey gerçeği yansıtmamaktadır. Kimi çevrelerde ABD'deki Neo-con akımın fikir babası olarak kabul edilmektedir. Leo Strauss, 20 Eylül 1899’da, Almanya’da Yahudi bir ailenin çocuğu olarak doğar. 1912 yılından itibaren müfredatında doğa bilimlerinin yanı sıra Latince ve Grekçe gibi kadim dillere ağırlık veren Marburg’daki bir Gymnasium’a devam eder. Gymnasium’da aldığı hümanist eğitim, henüz genç bir delikanlı olan Strauss’un Ortodoks Yahudilikten uzaklaşmasına yol açar. Bununla birlikte, bölgede zaten var olan anti-semitizmin hızla yükselişi, zamanla Yahudi hayat tarzına yabancılaşan Strauss’u yeniden Yahudi köklerine döndürür. Strauss, on altısında hayatını Platon okuyarak geçirmeyi planlarken, on yedisinde kendisini birden politik Siyonist hareketin içinde bulur. Leo Strauss’un politika felsefesi üzerine görüşlerinin oluşmasında Yahudi Sorunu’nun etkisi yoğun olarak görülebilir. Erken yaştan itibaren, Leo Strauss, entelektüel mesaisinin tümünü Tanrı ile politika arasındaki ilişki ve Yahudilik ile felsefenin zamansız hakikatlerini uzlaştırma sorununa hasrettiği için, felsefe ile din, akıl ile vahiy, Yahudi inancı ile Alman kültürü arasında bir sentez kuran Cohen’in felsefesi onu cezbetmiştir. Leo Strauss, Yahudi Sorunu’nun çözümünü ancak kendi özlerine, yani Yahudi cemaatine dönüşte bulacağını düşünür. Aslında Leo Strauss, olanı değil olması gerekeni arıyordu ve ”Yahudi cemaati nasıl yaşamalıydı” sorusu, onun Yahudi Sorunu’nun çözümündeki özünü oluşturuyordu. Leo Strauss, bunu sadece Yahudilerle sınırlamaz ve tüm modern insanlar için de “nasıl yaşamalıyız” diye sorar. Bu çerçevede, Leo Strauss, dinin “tecrübe” olarak yorumlanmasına itiraz eder. Tersine, din, onun için “yasa”dır. Leo Strauss, liberal demokrasinin Yahudi Sorunu’na uygun çözüm sağlayamadığının farkına varır. Nitekim liberal demokrasi ne Yahudilerin Almanya’da kendilerini evde hissetmelerini sağlayabilir, ne de ayrı bir Yahudi Devleti’nin kurulmasına yönelik ulusal çözümler sunabileceğine dair inancı vardır. Aslında Leo Strauss’da erken yaşta şekillenen bu düşünceler, onun yaşadığı dönem ve çevrenin üzerinde nasıl bir etki bıraktığını görmemiz açısından oldukça aydınlatıcıdır. Bu görüşler, ilerleyen zamanlarda kendini politik olarak tanımlayacaktır. Birçok siyaset felsefecisi gibi, Nasyonal Sosyalistlerin Almanya’da iktidara gelmesiyle, Leo Strauss da Amerika Birleşik Devletleri’ne göç etmiştir. Bu göç hikâyesini ilginç yapan şey ise, Leo Strauss’un Nazizm’i etkilemiş olan siyaset felsefecilerinden Carl Schmitt’in tavsiye mektubuyla Rockefeller Bursu almaya hak kazanmasıdır. Ayrıca Leo Strauss, hocası Carl Schmitt’ten önemli ölçüde etkilenmiştir. Parlamenter sisteme yönelik olan eleştirileri ve düşman kavramına yüklediği önem, bunları doğrudan yansıtmaktadır. Leo Strauss, Paris ve İngiltere’de kısa süre yaşadıktan sonra, 1938 yılında Amerika’ya giderek, New York’ta ”New School of Social Research” ve İsrail’de ”İbrani Üniversitesi” gibi kurumlarda ders verirken, Yeni Muhafazakârlığın önde gelen isimlerinden bir dönem ABD Savunma Bakan Yardımcılığı da yapan Paul Wolfowitz’in hocalığını yapmıştır.Strauss, ilerleyen yıllarda Chicago Üniversitesi’nde kendi ekolünü oluşturmuştur. Leo Strauss, 1973’de Amerika Birleşik Devletleri’nde ölmüştür. Kendisinin bıraktığı politik felsefe ve görüşleri ile oluşturduğu ekol, Amerikan siyasal yaşamı ve neo-con hareket bakımından oldukça önemlidir.