"Ey insanlar, ben bir copum. Size son sözüm şudur: kulağınıza küpe olsun! Başka birinin kafasına, beline indiğim zaman onun acısını siz kendinizde duymazsanız, yarın sizin kafanıza belinize inerim. Ey insanlar, ben bir copum! Cop sesine kulak verin!" Nutuk Makinesi'nin 29. sayfasında böyle sesleniyor cop. Evet bildiğimiz cop. Amerika'dan ithal...
Nutuk Makinesi kitabı, Aziz Nesin'in köşe yazılarından oluşuyor. Tabi köşesine çekilmemiş bir yazarın köşe yazıları da birazcık o türün dışına çıkabiliyor. Üslubu, ince mizahi ögelerle süslü, anlattıkları ise ülkenin gündeminden mülhem.(ilham alınmış) Aziz Nesin kuşkusuz müthiş bir gözlemci. Devrinin canlı kanlı kamerası desek yeridir. Fakat bu kamera biraz farklı diğer "türlerinden". Gördüğünü yazıyor tamam ama birazcık 'zülf-ü yar'e de dokunmadan edemiyor. Devrin siyasetçilerine, para babalarına, müttefiklerimize vs vs vs.
Aziz Nesin okurken en az bir yerde kahkayı basmanız kuvvetle muhtemel. Üstelik anlattığı şey de öyle komik filan değildir. Hepimizin içinde bulunduğu duruma, biraz ironi katar Nesin. Arada "üzerinde durur" arada bir "parmak basar" konuya. Eğer daha da sinir olmuşsa, hassasiyetle parmak basar...
Bugün yaşamış olsaydı diyorum ve kendisine ait bir sosyal medya hesabı olsaydı. Taaaa o dönemde bile, mizahı bu derece güçlü olan bir kalem, bugün neler "paylaşmazdı" bizlere. Hem fena mı, bizler de sürekli olarak, üzerinde durduğu paylaşımlara parmak basar veririz. "Şaka bir yana" Nutuk Makinesi'nde devrin gerek sosyal gerekse siyasal konularında yerinde tespitler bulacaksınız. Aziz Nesin her ne kadar 'sermayeyi ürkütmemeye' çalışsa da, bazen anlamlı anlamlı iç çekişleri tüm planı bozabiliyor.
İyi okumalar