Rusça'daki orjinal adıyla (Myortviy Dom) "Ölü Evi" anlamına gelen kitap, Dostoyevski 'nin ölüm cezasından kürek cezasına çevrilen Sibirya'da sürgün yıllarının tanıklığını yapar. Yazarın on yıl aradan sonra edebiyata tekrar dönüş kitabıdır.
Koğuştaki mahkûmlar, onların hikâyeleri, dostluk ve düşmanlıkları, bayram kutlamaları, kürek cezasindaki halleri anlatılıyor. Özgürlüğe olan açlığı mahkûmların gözünden daha net anlayacağınız yaşamak ya da ölmek arasındaki o ince çizgiyi fark ettiriyor. Psikolojik tahlilleri ve suçluların portlerini çizerken gayet başarılıydı. Koğuşun zaman zaman eğlenceli ya da konforlu bir ortam haline geldiği gözden kaçmıyor. Her ne kadar gruplaşma söz konusu olsa da, görünmez bir dayanışma dış dünyada bulunamayacak kadar mahkûmlara tesir ediyor. Şüphesiz, hapishane ortamı en gerçekçi hislerin yaşandığı tek yer sanırım.