Ölüm Oyunu

Osman Aysu

Ölüm Oyunu Hakkında

Ölüm Oyunu konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
8/10
25 Kişi
73
Okunma
19
Beğeni
2.413
Görüntülenme

Hakkında

Ayça sanki tropikal bir kasırgaydı, bir tayfun, bir slikon. Önüne çıkan her erkeği kavrayıp sürükleyen, felakete götüren bir tabiat olayı idi. Karşılaşıldığı anda ondan kaçmalı, uzaklaşılmalıydı. "İçini bir ürperti aldı Gökhan’ın. Kendi durumundan korkmaya başladı. Bu görüşmeler devam ederse kadına âşık olacağından hiç şüphesi yoktu artık. Ayçasanki tropikal bir kasırgaydı, bir tayfun, bir siklon. Önüne çıkan her erkeği kavrayıp sürükleyen, felakete götüren bir tabiat olayı idi. Karşılaşıldığı anda ondan kaçmalı, uzaklaşılmalıydı. Aksi halde kurtulmak mümkün değildi." Zengin işadamı Hayri Tanman, yirmi yıl önce genç ve güzel karısı Ayça’yı öldürmek için arabasını Boğaz’ın serin sularına sürmüştü. Kendisi yaptığı plan gereği kurtulmuş, ancak karısı Ayça’nın cansız bedeni bulunamamıştı. Aradan yıllar geçtikten sonra bir zarfla gelen tehdit mektubu herkesin bu kazada öldüğünü sandığı Ayça’nın hâlâ yaşıyor olabileceğini gösteriyordu. Hayri Bey’i korkutan bu mektubu gerçekten Ayça mı yazmıştı? Bunu araştırması için tuttuğu genç, yakışıklı ve başarılı avukat Gökhan Elmas gerçeğin üzerindeki sır perdesini kaldırabilecek miydi? Yoksa o da tüm diğer erkekler gibi kendini Ayça’nın dayanılmaz cazibesine kaptırıp bu sırrın bir parçası haline mi gelecekti?
Yazar:
Osman Aysu
Osman Aysu
Editör:
Rana Alpöz
Rana Alpöz
Tahmini Okuma Süresi: 9 sa. 23 dk.Sayfa Sayısı: 331Basım Tarihi: Ekim 2010Yayınevi: Alfa Yayınları
ISBN: 9786051062662Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 47.3
Erkek% 52.7
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Osman Aysu
Osman AysuYazar · 98 kitap
Osman Aysu, Türkiye’de polisiye-gerilim türünde romanları ile en bilinen yazarlardan biridir. İstanbul’da doğmuş ve İstanbul’da büyümüştür. Soyu Osmanlı’dan gelen ailesi de 3 asırdan beri İstanbul’da yaşamaktadır. İlk ve orta öğretimini İstanbul’da tamamlayan yazar üniversite eğitimini de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde devam ettirmiştir. Öğrenimini tamamlayan yazar, uzun süre avukatlık mesleğini icra etti. Bu sürede Mike Hammer ve Philip Marlowe gibi yabancı polisiye roman yazarlarının eserlerinin müdavimi olan yazar, yerli polisiye roman bulamamanın sıkıntısını yaşamıştır. 1955 yıında Haydarpaşa Lisesi'ni tamamlamasının ardından, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 1961 yılında mezun olmuştur. 1972’de başlayarak altı yıl kadar serbest avukatlık yaptıktan sonra ilk kitabını 1994 yılında yayımlamıştır. Sorumluluk sahibi bir Türk olarak yabancı kaynaklara mahkûm kalmamak için suç edebiyatını ele almayı gerek görmüştür. Bu süre zarfında beş altı polisiye roman yazmıştır. İlk kitap taslağından birini okuyan eşinin tavsiyesi ile kitaplarını yayınlatmaya başlamıştır. Tüm eserleri mesleğinin ve merakının da etkisi ile suç edebiyatından olmuştur. Eserlerinde akıcılık özelliğine önem veren yazar, bunun okurun sıkılmadan kitabı okuyabilmesi, yarıda bırakmadan merakla kitabın sonuna gelebilmesi için önemli olduğunu düşünür. Yazar sezgilerinin de etkisi ile gerek yaşanılan ya da gelecekteki olayları tahmin ederek eserler yazabildiğini dile getirmektedir. Buna örnek olarak Cellât kitabını gösterir. Susurluk kazasının başka bir görünümü olduğunu iddia eder ve yaşadığı çağın olaylarını dikkatle gözlemleyen her insanın, çevresinde neler olup bittiğini ve yakın gelecekte neler olabileceğini kolaylıkla kestirebileceğini söyler. Türkiye’de polisiye-gerilim romanlarının öncüsü sayılan yazar günümüze kadar birçok eser üretmiştir. Bu eserler ile kendisinden sonra gelenlere de örnek teşkil eder. Yazarın kitaplarının başlıca karakterlerini dedektifler, casuslar ve ajanlar oluşturur. Yazar, günümüzde daha ince hesaplanmış olayları ve suçları içeren, psikoloji ağırlıklı polisiye romanlarını yazmaya devam etmektedir. Yazar, eserlerindeki bu sıçrayışı ?birinci kategori eser yazma? olarak tanımlar. Gençliğinde gazeteci olmak isteyen yazar, muhabirliğin yazarlık için ön aşama olduğunu düşünür. Polis muhabirlerinin, mesleklerindeki gözlemleri ve deneyimleri ile ileride iyi bir polisiye yazarı olabileceklerini söyler.