Roman türü üzerine yazılmış en iddiasız fakat belki de bu sebeple en etkili olmuş kitap bu olabilir. Çok serbesttir, çünkü bunlar düzenlenmiş konuşma metinleridir.
Forster bir yerde alçakgönüllülüğü çok sevmediğini söylese de, hem tür olarak roman, hem bu tür üzerine görüşleri, hem de İngiliz romanının olgunluğu üzerine oldukça alçakgönüllü konuşmaktadır.
Asla net doğrular çizmez, hep olasılıkları araştırır, soru dinleyicilere sorular sorar, romanın o güne kadar kendiliğinden oluşmuş yönlerini irdeler, bunların yokluğunda neler olabileceğini araştırır. Zaten eserin özgün adı Aspects of the Novel (Romanın Yönleri)'dır. Onda bugüne kadar ortaya çıkmış olan özellikleri, diğer sanatlara benzer ve farklı yönleri ortaya serer.
İlk bölümler oldukça nettir, Öykü, Kişiler, Olay Örgüsü. Bunlara ait araçlar kolay anlaşılır. Fakat düşsellik ve erdeme gelince burada işler biraz çetrefilleşmeye başlar. Bu soyut özelliklerin örneklenmesi de sözle ifade edilmesi de çok basit değildir. Forster bunlarla alakalı daha çok sezgisel bazı etkilerden bahseder. Eser bittiğinde damağımızda kalan bir tat gibi görür bunların etkilerini. Denebilir ki, sanat olarak daha ziyade romanın ritim de dahil bu sezgisel özelliklerini görür.