Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Târîh-i Kadîm - Rübâb'ın Cevâbı

Rübab-ı Şikeste

Tevfik Fikret

Rübab-ı Şikeste Hakkında

Rübab-ı Şikeste konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
7.4/10
107 Kişi
597
Okunma
99
Beğeni
25,4bin
Görüntülenme

Hakkında

1978 yılından beri Türk kültür ve edebiyatıyla ilgili kaynak eserleri tıpkıbasım suretiyle neşreden yayınevimiz, 2001 yılında yeni Türk şiirinin kurucularından biri kabul edilen Tevfik Fikret'in yıllardır aranan ünlü eseri Rübâb-ı Şikeste'nin de tıpkıbasımını yayımlamıştı. O tarihten bugüne gelinceye kadar gerek öğrenci, gerekse araştırmacı kesiminden gelen talepler doğrultusunda yayınevimiz şimdi de, büyük şairin 90. ölüm yıldönümü münasebetiyle, Rübâb-ı Şikeste'nin ikisi bir arada hem yeni, hem de eski harflerle tıpkıbasımını birlikte sunmaktadır. Bilindiği gibi; Rübâb-ı Şikeste'nin daha önceki tarihlerde yeni harflerle çeşitli neşirleri yapılmıştır; ancak bizim yayımladığımız elinizdeki baskı, daha önce yapılan bütün baskıların Prof. Dr. Abdullah Uçman tarafından gözden geçirilerek her türlü eksiklik ve hataların giderildiği, aslına daha uygun bir baskı özelliği taşımaktadır. Rübâb-ı Şikeste'nin bu baskısına, Târîh-i Kadîm ve Rübâb'ın Cevâbı eserlerinin tıpkıbasımları ve çeviri yazıları ile birlikte, baskıda geçen hemen bütün kelime ve tamlamaları içine alan oldukça geniş bir lügatçe de eklenmiştir.
Çevirmen:
Hasan Akay
Hasan Akay
Çevirmen:
Abdullah Uçman
Abdullah Uçman
Tahmini Okuma Süresi: 28 hrs. 27 min.Sayfa Sayısı: 1004Basım Tarihi: 2004Yayınevi: Çağrı Yayınları
ISBN: 9789754540581Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 61.9
Erkek% 38.1
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Tevfik Fikret
Tevfik FikretYazar · 18 kitap
24 Aralık 1867'de İstanbul Kadırga'da dünyaya geldi. Asıl ismi Mehmed Tevfik. 12 yaşında öksüz kaldı. Mahmudiye Rüşdiyesi'nde okudu. 1888'de Galatasaray Lisesi'ni (Mekteb-i Sultani) birincilikle bitirdi. Çeşitli görevlerde memurluk yaptı. Kuzeniyle evlendi. Ticaret Mekteb-i Alisi'nde hat ve Fransızca dersleri verdi. 1891.de "Mirsad" dergisinin açtığı şiir yarışmasında birincilik kazanınca edebiyat çevrelerinde adını duyurdu. 1892.de Mekteb-i Sultani'ye Türkçe öğretmeni olarak atandı. 1894.te "Malumat" dergisini çıkaranlar arasında yer aldı. 1895.te hükümetin memur maaşlarında kesinti yapmasını protesto için görevinden ayrıldı. 1896.daServet-i Fünun Dergisi'nin Yazı işleri Müdürlüğü'ne getirildi. Dergi onun döneminde Edebiyat-ı Cedide'nin yayın organı kimliği kazandı. Aynı yıl Türkçe öğretmeni olarak Robert Kolej'e girdi. Aydınlar üzerinde süren yoğun baskılar nedeniyle birkaç kez gözaltına alındı. Bir süre sonra dergideki görevinden ayrıldı. 1906.da Robert Kolej'in hemen yanında bir ev yaptırarak "Aşiyan" adını verdi. Eşi ve oğlu Halûk'la birlikte buraya yerleşti. 1908.de 2.nci Meşrutiyet'in ateşli savunucularından biri oldu. Hüseyin Kazım Kadri ve Hüseyin Cahit Yalçın'la birlikte "Tanin" gazetesini kurdu. Gazete İttihat ve Terakki'nin yayın organı haline getirilmek istenince karşı çıktı ve Tanin'den ayrıldı. Mekteb-i Sultani Müdürlüğü'ne getirildi. 31 Mart Olayları'nı protesto için bu görevden de ayrıldı. Ama öğrencileri ve Maarif Nazırı Naili Bey'in ısrarlarıyla göreve döndü. 8 ay sonra yeni Maarif Nazırı Emrullah Efendi ile anlaşamayınca bir daha dönmemek üzere bu görevi bıraktı. İttihat ve Terakki iktidarına da karşı çıkarak Aşiyan'a çekildi. Ağır bir şeker hastalığına yakalanmıştı. Kolundan olduğu bir ameliyatın ardından yaşamını yitirdi. Eyüp'teki aile mezarlığına defnedildi. Küçük yaşlarda şiir yazmaya başladı. Başlangıçta Muallim Naci ile Recaizade Mahmut Ekrem şiirleri arasında uzunca bir arayış dönemi geçirdi. Daha sonra Fransız şiiriyle tanıştı. Özellikle François Coppe'den etkilenerek kendi şiirini yaratmaya koyuldu. Aşırı titiz tutumu, en küçük ayrıntılar üzerinde dikkatle durmasıyla kendine özgü bir üslup yarattı, döneminin tüm edebiyat ve şiiri üzerinde etkili oldu. Biçimsel kaygıları gözardı etmedi, sürekli yenilik aradı. 1900.de yayınlanan "Rübab-ı Şikeste"de toplumsal sorunlara ağırlık veren şiirlerin yanısıra, günlük konuşma diline yakın dille yazılmış şiirlerde vardı. Betimlemelerindeki ayrıntılı ustalığının ressamlığına bağlanır. Doğa şiirlerindeki doğayla uyumluluk da dikkat çeker. Oğlu Halûk'un şiirlerinde büyük etkisi oldu. 1911.de yayınlanan ikinci şiir kitabı "Halûk'un Defteri"ndeki şiirler, en umutlu ve iyimser şiirleridir. Bu şiirlerde oğluna ve Osmanlı gençliğine çalışkanlık, yurt sevgisi, hak ve hukuktan yana olma gibi erdemleri öğütledi. 1911.de basılan "Rübabın Cevabı"ndaki şiirlerde halkın acılarını, zorbalıkları, baskı ve haksızlıkları anlattı. Bu kitapta yer alan "Tarih-i Kadim'e Zeyl" başlıklı şiirde, kendisini eleştiren Mehmet Akif Ersoy'ya yanıt verdi Din ve doğa konusundaki görüşlerini açıkladı. Kendisinin doğanın bir izleyicisi olduğunu söyledi. 1914.te yayınlanan "Şermin"de yalın bir dille yazılmış, kısa dizelerden kurulu, dolaysız bir anlatımın egemen olduğu şiirler yer alır. 30.lu yaşlarından sonra çevresindeki olumsuzluklardan oldukça etkilendi. Dünya görüşü, çağının koşullarını aştı. Özgürlük ve eşitliğe inandı. Sınıfsal çıkarlara dayalı yönetim biçimini eleştirdi, belli egemen sınıfların yönettiği devlete ve bu devletin koyduğu yasalara karşı çıktı. Özel yaşamında da katı bir ahlak anlayışı sürdürdü. İnsana büyük değer verdi. Ona göre tüm soruların üstesinden gelecek, mutlu yarınları hazırlayacak olan insandır. İnsanın üstünlüğünü sağlayan ise duyarlılığı ve sezgi gücünden çok düşünme gücü ve aklıdır.