Tüm zamanların en büyük romanlarından biri ve Tolstoy'un başyapıtı olarak kabul edilen Savaş ve Barış, Rus ve dünya tarihinin en önemli olaylarından biri olan Napolyon'un Rusya işgalini konu alıyor. Elbette sadece savaş meydanını değil, meydanda bulunan, bulunmayan insanların yaşamlarını savaşa bakışlarını, hezeyanlarını, aşklarını, inançlarını ve bunları sorgulamalarını da muazzam bir dille yansıtıyor.
Tolstoy rus olmasına rağmen savaşı, aktörlerini ve süreci tamamen tarafsız, aynı zamanda olayların ve tarihin şartlarına göre değerlendiriyor. Bu eseri okuyup o savaş meydanında kendini bulmayan yoktur bence.
Kitapta Napolyan'a genişçe bir yer ayrılıyor. Tolstoy'a göre 'tesadüf' eseri dahi olmuş şan ve şöhret için gözünü kırpmadan kıyımlar yapan, ülkeleri yağmalayan, imparatorları tahtından indiren Napolyon'un bu yaptıkları tarihte 'dahi' olarak nitelendirilmesini sağlamış.
Kitaptaki favori karakterim Piyer. Bence kitabın ana karakteri. Okurken Piyer ve Prens Andrey'in diyalogları beni benden aldı çekinmeden söyleyebilirim.
Tolstoy'un her kitabı ayrı güzeldir evet ama Savaş ve Barış geçen yüzyıllara rağmen günümüze de ışık tutan müthiş bir eser. Sayfa sayısı, kitabın kalın oluşu hiç gözünüzü korkutmasın. Alın okuyun, okutun hatta yayın.