Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.26
Şibumi
TrevanianEn Yeni Şibumi Yorumları ve İncelemeleri
En Yeni Şibumi sözleri ve alıntılarını, en yeni Şibumi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
8.610 üzerinden
"O kadar doğru bir söz ki cesaretle söylenmesine gerek yok. O kadar dokunaklı bir olay ki güzel olmasına gerek yok. O kadar gerçek ki sahici olmasına gerek yok...
Şibumi demek, bilgiden çok anlayış demek. İfade dolu bir sessizlik demek.
Kendini kanıtlama gereği duymayan bir alçakgönüllülük demek."
Çok etkileyici değil mi? Gerçekten şibumiye ulaşmak. Ulaşmasam da olur. Ulaşmaya giden o yol... Bahçe bitmese de olur, asıl olan kafamın içindeki bahçe.
Hel gerçekten çok güçlü biri. Aslında güçlü de demek istemiyorum, eksik kalır ya da şibumiye ters düşer gibi geliyor. Bu yazıyı yazmak da ters düşüyor hatta. Sadece var olmak, kendinle olmak. Hırslardan, nefretten, koşuşturmacadan arınmak.
Go oyununun hayatla bağdaşımı, kiraz ağaçları ve Japonya. Büroksinin burada da karşıma çıkması ve boğulma. Sanayi devrimi sonrası dünyaya kusulan o tetikleyici nefret. İyi ki var.
Dünya ülkeleri 3 ayrılır.
Çok güçlüler
Güçlüler ve
Güçsüzler
Güçsüz ülkelerde seçim yapmanın hiç bir anlamı yoktur.
Kim hükumetin başına gelirse gelsin kendisinin ve milletinin iradesine dayalı yönetim yapamaz yaptırtmazlar.
bu ülkeler dünya ülkelerinin 100%80 oluşturur.
Güçlü ülkeler ise ki bunlar dünya ülkelerinin 100%10 tekabül eder bunları ifade edecek tek cümle şudur !
Yarı sömürge altındaki ülkeler.
Birde çok güçlü ülkeler vardır bunların sayısı üçü geçmez.
Bunlar kendi milletlerinin refahı adı altında mensup olduğu çok güçlü ülkeler grubunun
diğer üyelerinden geri kalmamak ve yerini başka ülkeye kaptırtmamak için her türlü iğrençliğı yaparlar.
Gerekse savaş çıkartırlar sonrada sağlık malzemesi satarlar.
Gerekse şantaj yaparlar üst düzey devlet yönetimdekilerine
Gerekse kan emerler.
Okunmasını tavsiye ederim
Puan 10/6
Sürükleyici bir kitaptı. Karakter gelişimi gerçekten keyifliydi. Kendinizi olaylar gelişirken gerçekten oradaymış gibi hissettirecek bir anlatıma sahipti
~~~ Kitap İncelemesi ~~~
Kahramanımız Nicholai Hell japon general Kishikawa tarafından japon kültürüyle büyümüştür. Doğu kültürünün mistisizmi ve bilgeliğini kendine rehber edinmiştir.Kitap Hell’in Şibumi ye ulaşmak amacıyla çabalaması ve bunun üzerine başına gelen olaylar silsilesini anlatmaktadır. Hell’in Japonların geleneksel Go oyunu ile özdeşleşmesi ve bunu hayat felsefesi haline getirmeye çalışmasını görmekteyiz kitap boyunca. Bu durum kitabın hem içeriğinde hem de olay kurgusunda karşımıza çıkmakta. Kitabı okurken karakterin sessiz ve derinden anlayış şeklinin olay örgüsüne sinmiş olduğunu hissettik. Genel olarak beğendiğimiz ve tavsiye ettiğimiz Şibumi’yi en sevdiğimiz alıntıyla noktalamak isteriz;
“ Bildiğin gibi Şibumi; olağan görünümlerin altında yatan gizli üstünlükleri anlatır. Şöyle düşün; o kadar doğru bir söz ki cesaretle söylenmesine gerek yok. O kadar dokunaklı bir olay ki güzel olmasına gerek yok, o kadar gerçek ki sahibi olmasına gerek yok, ifade dolu bir sessizlik demek. Kendini kanıtlama gereği duymayan bir alçakgönüllülük demek.“
Şibumi nezaket, zarafet, sadelik anlamına gelen Japonca kelime. Felsefe olarak her şeyin üstüne çıkıp mükemmel basitliğe ermek manasında kullanılabilir. Kitabın kurgusu muhteşem, macera, felsefe, aşk, siyaset aynı anda bir çok konuyu barındırıyor ve asla sıkmıyor. Kitapta mağara bölümlerini çıkarırsak çok akıcı. Keşke filmi çekilse de izlesek. İyi okumalar dilerim...
Hayal Kırıklığının Japoncası; Shitsubō
Kitabın ismi Hayal Kırıklığının Japoncası; Shitsubō ile değiştirilmeli!
Allahtan çok başarılı kurgusal romanlar okuduk da türden soğumadık diyelim.
Kırk iki günlük bir ıstıraptan sonra Veronica Ölmek İstiyor'a geçince kızgın kumlardan serin sulara dalmış gibi hissettim. Dört yüz elli sayfa boyunca her saniyesinden her cümlesinden sıkıldığım bir kitap oldu. İnatla bitirdim. Bunun bir benzerini Olasılıksız kitabında yaşadım. İkisinin de ortak özelliği çok fazla beğenilmiş olması çok fazla tavsiye edilmiş olması ki bence sürü psikolojisinden ibaret yorumlar. Bu kadar beğenildiğine göre vardır bir büyüsü diyerekten sonuna kadar ilerlemiş oldum. Sonuç olarak okuma alışkanlığımı olumsuz yönde etkiledi.
Kitabı değerlendirmeye geçecek olursak; tipik hollywood senaryosu havasında hemen hemen hiç bir edebi etkinliği olmayan, insana yeni bir bakış açısı kazandırmayan, içerisinde kendine özgü garip gureba terimler barındıran mümkünse vaktinizi harcamaya değmeyecek bir eser olmuş.
Benzer yorumu Olasılıksız için de yapmıştım; belki lise çağındaysanız bir şekilde keyif alabilirsiniz. Onun haricinde dört yüz elli sayfalık bir hikaye asla yok. Sayfa sayısının bu kadar fazla olması da laf kalabalığından ibaret olup sıkıcılığına sıkıcılık eklemiş maalesef.
Oxuyanların əksəriyyətinin bəyəndiyi bir kitab olduğu üçün yüksək gözləntilərlə başladım bu kitaba ama gözləntimi qarşılamadı.
Kitabın mövzusu maraqlıdı əslində, Yapon mədəniyyətinin təsirində böyümüş bir qatildən bəhs edir. Kitabda bir neçə bölmə var, ilk bölmələr çox maraqlı gəldi ama sonradan hadisələr sanki bir-birindən qopdu.
Baş qəhrəman Hel qəribə bacarıqları olan bir uşaq olur və himayəsində qaldığı mənəvi atası sayəsində özünü çox inkişad etdirir. Hər şey həbsə düşmüş mənəvi atasına kömək etməklə başlayır və gedişat Heli kirayə qatil olmağa qədər aparır. Kitabın ortasından sonra Hel dostları ilə birliktə mağaralar kəşf etməyə çıxır. Mağara hissələrimi marağımı çəksə də, bi yerdən sonra əsər aksiyon səhnələrindən ibarət olmağa başlayır.
+ Helin çox qəribə bacarıqları da üzə çıxır ki məncə bunlar əsərin ciddiyyətini azaldır.
Hadisələr çox sürətli getməyə və bir-birindən qopmağa başladı. Kitabda əsas mövzu olmalı olan Şibumi fəlsəfəsinə də 2-ci yarıda çox yer verilmədi. Mağara və aksiyon epizodları çox uzandı. Nəysə, əsərin ilk yarısını bəyəndim amma sonrasını yox.
Sadelik ve basitligin aslında ulaşılması gereken bir hedef oldugunu, basite ulaşmanın aslında ne kadar zor oldugunu anlatan bir başyapıt.
Öyle bir anlatıma sahip ki maceradan felsefeye, aşktan siyasete birçok konuyu harmanlamış ve genis bir yelpazeyle serinletir duruma evrilmiştir.
Ve aslında hayatımıza olan etkimiz, akıp giden ırmaktaki bir gül yaprağının ırmağa olan etkisi kadar...
Kadere inanip kaderci olmayanlara hitap eder gibi.
Trevanian Şibumi
Yazardan okuduğum ikinci kitap aksiyon ve macera dolu bir kitap, her sayfasında okudukça merak ve macera dolu bir kitap okursunuz, ben bu kitabı çok severek okudum ama daha önce yazarın “Yirminci Mil” kitabını okumuştum. O kitabı çok beğendim, bu kitabı okurken biraz zorlandım, biraz karmaşıktı, dikkatli okunması gereken bir kitap
Şanghay’’da doğan ve bir Japon generali tarafından büyüten Nicholai Hel, yetenekli bir suikastçıdır. Genç Hannah’ın yardım isteği üzerine Nicholai, çok güçlü bir gizli teşkilata karşı harekete geçer. Bu süreç onun dünya çapında kanlı bir yolculuk yapmasına neden olur.
#şibumi #trevanian
Şibumi, doğu felsefesinin kapılarını açan bir kitap bir yandan. Bay Hel’in yaptığı meditasyonlar bile günümüz popüler kültürün malzemesi olmuş meditasyonlarından çok farklı. Yazarın diğer kitaplarının yanında bu eser aslında zirvesi. Çünkü karşımızda bir kahraman var ama bildiğimiz kahramanlara benzemiyor. Daha doğduğu günden itibaren eşsiz olacağı seziliyor aslında.
Sadeliğin mükemmelliği. Şatafattan uzak ama bir o kadar göz alıcı. Bu kitabı okurken tam da buna hayran kalıyorsunuz.
Okumayı bilen ve 15 yaşından büyük her insanın mutlaka okuması gereken bir ÖDÜL. Bu konuda sadece şöyle bir durum var. Trevanian' ı çok seveceksiniz ama en iyi eseri Shibumi, sonra Katya' nı yazı ve 20. mildir. Diğer eserleri de çok güzel ama önce diğerlerini okuyun derim. Ben aksini yaptım ve daha az keyifli oldu. Kasaba, İnfazcı vb. ile başlayıp, en keyifli dilimi sona saklayın. :-)
Bu yazarın kitabını ilk kez okudum. Dili akıcı ve güzel. Konusundan da bence güzel bir film olurmuş. Yazar, başta hepsinin kurgu olduğundan bahsediyor ama çok gerçekçi tarafları var. Politik anlamda zaten tahmin edeceğimiz şeylerden, işlerin nasıl yürüdüğünden, kaos ortamının nasıl yaratıldığı gibi konularda akıcı ve sürükleyici bir konusu var. Tavsiye edebileceğim bir kitap.
Yıllar yıllar önce öğretmenliğe ilk başladığım yıllarda gazetedeki bir ilandan sipariş vererek aldığım e Yayınları içinde yer alan bir kitaptı. İnternet yoktu, kitabı da yazarı da bilmiyordum. Üniversitede bize dünya edebiyatından bahsetmediler ki bileyim. Tesadüfen sahip olduğum bir set içinden çıkan kitabı aldıktan 5- 10 yıl sonra okudum sanırım, hiç hatırlamıyorum. Okuduğumda çok çarpıcı geldiğini, beni çok etkiledigini hiç unutmadım ve ikinci okumayı yaptım birkaç yıl önce. Neden sevdim açıklamak çok zor. Gerek Go oyunundaki konsantrasyon gerek bir kalemle adam öldürme gerek mağara hepsi ayrı etkiledi beni. Kahraman Nicholei Hel'i ağzım açık takip ettim roman boyunca. İki okumada da herkes gibi film içindeymiş hissi yakamı bırakmadı. Hem felsefik hem maceracı hem de siyasi kahramanımız peşine öyle bir takıyor ki sizi hayranlıkla karışık bir kıskançlık sarıyor sizi. Kitapta merak duygusu sürekli daim olduğu için elinizden bırakmakta zorlanıyorsunuz.
Gizli mesajlar, eleştiriler ve göndermelerle ilerleyen kitap yazarın diğer kitaplarını okumaya teşvik ediyor. Diğer kitaplardan biri olan Katya'nın Yazı ile yazar benim için alkışı fazlasıyla hak ediyor, çarpıcı bir sonla biten Katya'nın Yazı Şibumi'nin önüne geçiyor gönül tahtımda. Trevanian ise favori yazarlarımdan biri oluyor haliyle.
Şi Bu Miydiii
Şibumiyi bilginin ilham yoluyla gelme hali olarak tanımlayabilirim. İnsan bir noktadan sonra yaptığı işte o kadar çok mükemmeliğe erişir ki işiyle bütünleşir ve bilgi insanın kendisi olur.
Bu kavram etrafında şekillenen ve go oyununun ekseninde olayların inişli çıkışlı hal aldığı kitap.
Mafyatik kahramanımızı diğer insanlardan ayıran zekası, öngörüsü ve bilge yanı işlerinin her zaman sorunsuz ilerlemesini sağlamış. Dünya çapında tanınan terörist avcısı olduktan sonra Nicolai Hel birçok düşman da biriktirmiştir tabi.
Emekliliğinin tadını mağara keşif sporuyla çıkarmak isterken eski bir dostun yeğeni yardım istemek için Nicolai Hel’e gelir ve efsane sahalara geri döner.
Eskimeyen, tadı kaçmayan bir kitap Şibumi. Yazıldığı dönemin ötesinde bir roman kurgusu var. Okuyucuyu sıkmayan anlatımıyla efsanevi bir karakter yaratılmış.
Kitabı beğendim ve bu türde kitap arayanların kaçırmamasını tavsiye ederim.
Uzun zamandır okunmayı bekliyen kitaplarım arasındaydı.İcinde felsefe,aksiyon, macera ve hatta zekâ var.Başlarda biraz sabırlı olduktan sonra kitabın içine girince akıci bir dili olduğundan beğeniyorsunuz.Kurgusuda gayet güzel okunmaya değer bir roman.Okuyacak arkadaşlara saygımdan spoiler vermiyorum incelemelerimde ama iyi bir okuyucunun seveceğini düşünüyorum.