Distopik hikayeler düşündürücü ve dolu içeriğiyle benim tercih sebebim oluyorlar. Bu kitapta, yazar hayvanlar aracılığıyla aktarıyor bize kurgusunu. Konusu ise, Günebakan adında bölgede yaşayan sığırlar ve sineklerin baskın tür olma, egemen olma mücadelesi. Aklınıza gelebilecek her şey var bu hayvanların arasında. Hırs, kibir, ihanet... İnsanı özellikler hayvanlara yüklenmiş ve onlar üzerinde metafor oluşturulmuş. Toplumsal sorunlar, toplumsal ilişkiler, yönetim, ekonomik dengeler ve daha birçok alt konu bulunuyor kitapta. Hayvanlar arasındaki güç ve hırs için yapılan oyunlar, insanlar arasındakilerden farklı değil. Kitabı okurken kendi türümüzün yansımasını görmek, dışardan bakmak ve korkutucu gerçekle yüzleşmek... İnsanlık nereye gidiyor? İktidar olmak icin yapılanlar her şeye değer mi?
Edebiyatımızda distopik türde yazan yazarlarımızın olması beni çok sevindirdi. Meraklı olanlar mutlaka şans versin.