Son Kıvılcım’ımız bir yaşında. Allah nice uzun ömürler ihsan etsin!
Önceki sayılarımızdan birinde haber verdiğimiz gibi, ikinci yılımızda belki kökten değil ama muhteva formatında bir takım değişiklikler yapacağız, Allah nasip ederse. Bu konuyla ilgili şimdilik sadece şunu söyleyebiliriz; fikrî/entelektüel üslup ve tarzımızda önemli bir değişikliğe gitmeden, kimi aktüel konuları veya gelişimleri sayfalarımızda yansıtacağız. Bu, ne bir günlük gazete haberciliği ve ne de aylık bayatlamış hadiseler aktarımı olacak. Aktüel konuları entelektüel boyutta işlemeye çalışacağız.
Son zamanların en kaynaşan hadisesi olan Filistin meselesi bilindiği gibi dünya gündeminde. Terör devleti İsrail, masum insanları topluluklar hâlinde öldürmeye devam ediyor. Batılı güçlerin tam desteğini olarak yaptığı katliam vicdan sahibi insanları sokaklara dökmeye ve esaslı bir boykot girişimine sebep oldu. Fakat ne olursa olsun bu gösteriler, boykotlar ve kınamalar Filistin halkına çare ve çözüm olamıyor.
Diğer yandan yaşanan bu vahşet, hiç değilse duygu ve vicdan ittifakı oluşturdu. Yer yer de belli bir mücadele şuuru ve ruhu meydana getirdi. Özellikle Gazzeli kardeşlerimizin metanetli ve cesur duruşları bazılarının Müslüman olmasına yol açtı.. Ne var ki bütün bu vahşet ve kimi güzel gelişmeler, yeryüzündeki batı kökenli gayri meşru hegemonyayı söküp atabilecek boyutta değil.
İnsanı ürperten diğer durum da Arap ülkelerinin ya sessiz kalmaları yahut da emperyalistlerden yana tavır sergilemeleri. Tabanı mümin, tavanı küfür olan İslâm ülkelerinin bu kendi iç açmazları son derece düşündürücü. Şişenin ağzındaki bu tıpa ne zaman, nasıl şişeyi patlatır kestirmek güç. Ama ne olursa olsun dünya genelindeki bütün Müslüman ülkelerde böyle bir eğilimin gelişmekte olduğunu söyleyebiliriz.
Bizim kendimize ait “Yeni Dünya Düzeni”mizi kurmadıkça Müslümanlara rahat nefes yok! Bu bütün dünyaya sunulmak üzere inşasına çalışılan esaslı, gerçekçi ve sürdürülebilir bir MEDENİYET ideali olmalı!
Vesselam!
