Tasavvuf Risalesi

Bediüzzaman Said Nursî
10/10
11 Kişi
36
Okunma
8
Beğeni
1.570
Görüntülenme
Bu kitap, Risale-i Nur'da yer alan ve tasavvufi irfan geleneği içerisinde düşünebilecek kimi risalelerle, Bediüzzaman'ın tasavvuf ve tarikata ilişkin fikirlerini ortaya koyduğu metinlerin derlenmesinden oluşmaktadır. Risale-i Nur, İslam'a çağımızda yönelen pozitivist, rasyonalist vb. tehditler karşısında iman hakikatlerinin kelami bir dille yeniden izah edilmesidir. Ne var ki, yaşamı boyunca geceleri sürekli zikir, vird ve tesbihatla geçiren, kâmil bir veli olarak Rabbine bir 'abd'i külli'nin yapması gereken külli ubudiyetle ibadet eden, günlerini tefekkürle bereketlendiren Bediüzzaman'ın metinlerindeki örtülü göndermeler, satır aralarına gizlenmiş ifadeler, kullandığı kavramlar, deruni yaşayışı gözler önüne alınacak olursa, böylesi bir derlemenin ne denli zorunlu olduğu da görülecektir. Ben bu çalışmayla, gerek Risale'ye muhatap olanların, gerekse ona mesafeli veya eleştirel bakanların zihinlerini biraz olsun kışkırtmayı amaçladım. Umarım bu amacım gerçekleşir ve Risale-i Nur'un tasavvufi boyutları daha yakından okunur..." Sadık Yalsızuçanlar
376 sayfa
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

·
Puan vermedi
Saidi nursinin ! Yazdığı bir esere istinaden başka bir yazar açıklama getirmeye çalışmış bu kitapta Yararlı bilgiler varmı vardı Ama gerçekten çok karma çorman olmuş Anlamakta çok zorlandım Zaman Kaybı! Yazıyı yazandan okumak lazım yazıya açıklama getirenden değil sonuçta o onun çıkardığı anlam. Buda bize bunu öğretmiş oldu Esas olan öğrenmekse öğrendim:)
Tasavvuf Risalesi
Tasavvuf RisalesiBediüzzaman Said Nursî · Nesil Yayınları · 201136 okunma

Yazar Hakkında

Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said NursîYazar · 173 kitap
Bediüzzaman Said Nursî (Mart 1878, Bitlis - 23 Mart 1960, Şanlıurfa), İslam alimi, düşünürü. 1892'de Bitlis'te Şeyh Emin Efendi ve diğer İslam alimlerinin de bulunduğu ilim meclisinde yapılan imtihan ve münazara sonunda Molla Fethullah tarafından Bediüzzaman unvanı verilmiş; diğer alimler tarafından da kabul görmüş ve bu isimle anılmaya başlanmıştır. I. Dünya Savaşı'nda gönüllü alay komutanı olarak Kafkas Cephesi'nde mücadele etti. Savaş sırasında birçok öğrencisi ölmüş, kendisi ise gazi olmuştur. Başarılarından dolayı kendisine Harp madalyası verildi. Ordu-yu Hümâyun'un tavsiyesi ile Dar'ül-Hikmet'ül İslamiye azası olarak atandı. 1922'ye kadar görevini yerine getirdi. 1923 yılında TBMM'nin daveti üzerine Ankara'ya gelen Nursî, Ankara'da aradığı atmosferi bulamaz. Van'a dönerek inzivaya çekilir ve daha sonraları bu dönüşünü Yeni Said'in başlangıcı olarak nitelendirir. Bu dönemde sosyal ve siyasi meselelerden uzaklaşır. En önemli vazifenin imanı kuvvetlendirmek olduğunu söyler. Şiddetle karşı çıktığı ama silah çekmediği Cumhuriyet idaresi tarafından bu dönem zarfında uzun yıllar sürgün, gözetim ve yer yer hapis hayatı yaşatılacak ve zorunlu ikamete tabi tutulacaktır. Büyük çoğunluğunun Isparta Barla'da yazıldığı Risale-i Nur külliyatının yazımı ve Nur Cemaati'nin oluşumu bu dönemde yaşanmıştır. 23 Mart 1960'ta Şanlıurfa’da vefat etti. Detaylı bilgi: tr.wikipedia.org/wiki/Said_Nursî
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.