Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 5

M. Ertuğrul Düzdağ

Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 5 Sözleri ve Alıntıları

Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 5 sözleri ve alıntılarını, Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 5 kitap alıntılarını, Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 5 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şan ve şeref,izzet ve kuvvet,hakimiyet ve üstünlük Allah’ındır;Resulü’nündür;mü’minlerindir.Fakat münafıklar bunu bilmezler.
“Evlâdına güvenen kimse; oğlum var büyüyecek, adam olacak, bana bakacak, yaşatacak, gam yemem, kaygı çekmem; oğullarım var, bana kâfidir, diye, Allah'tan fazla evlâd ü ahfâdına güvenen kimse; aynen kum üzerine ev bina etmiş kimseye benzer... Kumla beraber bina da kayar, yıkılır gider..." (Şıh Ahmed Fârisî)
Reklam
Muhammed İkbâl (Hacdan Gelenleri Ziyaret)
Merhum İkbâl, hacca, umreye gidip dönenler hakkında da şunları söylüyor ve onlara bakın nasıl hitap ediyor; onlardan ne istiyor: Hacca umreye giden kimseleri severim, imrenirim... Çünkü kişi sevdiğini hanesine davet eder, derler. Bunlar seçilmişler ki, Allahu Teala sevmiş Kâbe'sine çağırmış; Resûl‐i Kibriya sevmiş Ravzasına çağırmış... Allah ve Resulü tarafından sevilmiş kimseler bunlar... Ziyaretlerine giderim. Dualarını almak isterim. Onları gören gözlerinden öperim. Bir gün dostlara dedim ki: Ey bahtiyar kullar! Nur inen beldelerden geldiniz. Sahabe-i Kiramın yetiştiği ülkelerden geldiniz... Fakat hepinizin oralardan getirdiği aynı hediye: Hurma, tesbih, zemzem, seccade... YÂHU! ORALARDAN HZ. EBUBEKIR'İN İMANINI, HZ. ÖMERİN ADALET VE CESARETİNİ, HZ. OSMAN'IN HAYA VE SEHÂVETİNİ, HZ. ALİ'NİN İLİM VE İRFANINI, HÂLİD BİN VELİTTİN ASKERLİK DEHÂSINI GETİRENİNİZ YOK MU? YÂHU! Bugün İslam aleminin, müslümanların, hatta bütün insanların muhtaç olduğu, bu hediyelerdir!...
Sayfa 26
"Eserinizin dili, kendisine hitap ettiğiniz milletin dili olmalı. Dünün dili var, günün dili var. Sana çirkin, bozuk, piç lisanı kullan demiyorum. Fakat lisanın kendisine has bir inkişafı vardır. Bu, Muallim Naci, Namık Kemal, Şinasi, Ziya Paşa, Hâmid, Fikret'lerle başlar, Akif, Yahya Kemal, Süleyman Nazif, Cenap, Hâşim, Faruk Nafiz, Midhat Cemal, böyle gelir..".
Sayfa 106Kitabı okudu
Türkiye’nin ne ekonomik açıdan,ne de maneviyatda gelişmesini istiyorlar.Böyle bocalasın dursun istiyorlar. Elhamdülillah milletimizin din anlayışı,Sahabe-i Kiram’ın din anlayışı gibidir.İslam uğrunda kendinden geçer. İşte sırf bunu için müstemlekeciler buraya saldırıyorlar.
Reklam
Rehber sana, Peygamber'in, ey müslüman oğlu! Peygamber'e tâbi' olan insana ne mutlu! Örnek sana, Peygamber'in ashâb-ı güzîni, Onlar gibi candan oku Kur'ân-ı Mübîn'i... Allâh'a dayan, gâyene tevfikini versin, Kur'ân'a sarılmazsan eğer, ye'se düşersin.... (Ali Ulvi Kurucu, Sakın Ye'se Kapılma, 1953)
Sayfa 193Kitabı okudu
Akıl idrâk edemez nâmütenâhî nûru; Beşerin kurduğu en ince ilim düsturu, Ona nisbetle, küçüklükten ibâret sayılır; Bu çetin noktaya, vicdan, sarılırken ayılır... Hikmetin, felsefenin çıktığı son zirve budur; Yıldırımdan daha sür'atli zekâ, burda durur... Canlı, cansız bütün eşyânın içinden duyulan: "Bu karanlıkları aydınlatacakdır: Îman." (Ali Ulvi Kurucu, İlham Saatleri, 1952)
Sayfa 178Kitabı okudu
Bu uzun mukaddimemden sonra şöyle bir netice çıkarmak isterim: İslâm'ın düşmanlarının inkılâplardan bekledikleri şu idi: Bunca yıldır batılılaşma adına icrâ edilen inkılâp silindiri altında ezilen Türkiye'den hacca gelecek bir kimsenin çıkması şöyle dursun, "Allah" diyen bile kalmayacaktı. Fakat Allah'a hesapsız şükürler olsun ki, bu plân muvaffak olmadı. İnşallah da olmayacaktır. Çünkü büyük ve kahraman ecdâdınız, İslâm uğrunda o kadar ihlâs ve samimiyetle kan dökmüş ve can vermiştir ki, şehid olurken, yaralı kalbini Allah'ına açarak şu yanık ifadelerle niyâz etmiştir: "Allahım! Evlâd ü ahfâdımın imanı Sana emanetdir. Onların manevî varlığını Senin Cemâline tevdi ediyorum. Zira bütün ruhumla inanmış bulunuyorum ki, Senin hifz u emânetine tevdi edilen bir emanet, aslâ zâyi olmaz..."
... takva, gönülde şuur, vicdanda nur, ruhda huzur ve ahlakta kemâldir.
Reklam
.. onların fetihten gayeleri: Fethettikleri ülkelerin insanlarını zulmün esaretinden, İslam'ın adaletine; küfrün karanlığından, imanın nuruna; fikir anarşisinden vicdan huzuruna kavuşturmaktan ibaretti..
Nasıl ki, yüce Peygamberimiz, bütün insanlığı nura kavuşturmak için gelmişse; cihan hakanı büyük atalarımız da o mukaddes vazifenin ifasına memur edilmişlerdir. Bu vazifeyi hayatlarının gayesi biliyorlardı. Çünkü onların fetihten gayeleri: Fethettikleri ülkelerin insanlarını, zulmün esaretinden, İslâm'ın adaletine; küfrün karanlığından, imanın nuruna; fikir anarşisinden vicdan huzuruna kavuşturmaktan ibaretti... Evet, fetihlerden gayeleri: Sürüleri kurtlardan, insan topluluklarını haydutlardan, mabetleri de putlardan temizlemekti... İşte, bu mübarek şahsiyetlerin nurdan pırıltılarla hâlelenmesinin sebebi bundandır. Bu kadar şa'şaalı bir ihtişam çerçevesi içinde tablolaşan bu mevzuun karşısında insan ne söyleyeceğini bilemiyor.
İşte bu sefil dünyada o bahtiyarlardan olmak emeliyle sürünmedeyiz.
Nureddin Topçu' dan Ali Ulvi Kurucu' ya mektupKitabı okudu
Tam çeyrek asırdır uyuyan nesli uyandır; Dünya sana hasret çekiyor bunca zamandır... Zâlimlere lâyık olan işkenceyi çektir; Mazlûmu da kurtar ki, adâlet bu demektir... Küfrün o kızıl bağrına hançer gibi saplan... Fâtih çıkarak alnını öpsün mezarından... En kahbe çukurlar doludur, bil ki, yolunda, Düşman pusu kurmuş yatıyor sağ ve solunda... (Ali Ulvi Kurucu, Mücâhid, 1951)
Sayfa 161Kitabı okudu
Korkacak sanki ne var tehlikeden?.. Bırak Allah'a hemen her işini!.. Gider elbette mukadderse giden; Başka bir şey olamaz, sık dişini!.. (Mahmud Cevdet Bey, Tevekkül, 1947)
Sayfa 254Kitabı okudu
163 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.