Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

1001 Gece Denemeleri

Yapıştırma Bıyık

Salâh Birsel

En Yeni Yapıştırma Bıyık Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Yapıştırma Bıyık sözleri ve alıntılarını, en yeni Yapıştırma Bıyık kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanlar çokluk güzel şeylere yaklaşmaktan, ya da nesnelerin güzelliğini ortaya çıkarmaktan hoşlanmazlar. Zor gelir bu, onlara. Neye alışmışlarsa onu sürdürmeye bakarlar.
Sayfa 42
Bir demeye göre Proust da genç yazarlara hep okumayı öğrenmelerini öğütler. Ona göre insanların çoğu kitap değil, sözcük okur. Yani okumasını bilmez. Yani ham hum hem okur. Yani dandin bakar, dandin okur. Yazarın ne demek istediğini de zırnık çakmaz.
Sayfa 25
Reklam
Proust, 16 ciltlik Geçmiş Zaman Ardında'yı bitirdikten sonra: "Artık ölebilirim." demiştir. Öyle de olur. Romanın son noktasını kondurunca avucundaki can kuşunu da uçurur. Bu, insana inanılmaz görünür. Ama gerçek sanatçı budur. Yarattığı şey kendi yaşamından önce gelir.
Sayfa 79
"Doğrusu, sözcükler gürbüz bilimdir. Onlarla kumpas kuranların en önde gideni şairlerdir."
Bir insanın belli bir zaman parçası içinde bir yerlerde yaşamış olması, belli sokaklardan geçmesi, belli insanlarla konuşması, tartışması, selamlaşması ne güzel şey: Bunların topu dünyanın Pendibuhara yol halılarıyla döşenmesinde, tarihin tarih olmasında kılıç üşürmüş kişilerdir.
Proust, 16 ciltlik Geçmiş Zaman Ardında’yı bitirdikten sonra: «Artık ölebilirim» demiştir. Öyle de olur. Romanın son noktasını kondurunca avcundaki can kuşunu da uçurur. Bu, insana inanılmaz görünür. Ama gerçek sanatçı budur. Yarattığı şey kendi yaşamından önce gelir.
Reklam
Her zaman üstünde durduğum bir sanatçı vardır: Proust. Tıknefesin teki. Odası, nemi çeksin diye mantar tabakalarıyla doludur. Odasına kapanır, yatağına kurulur, yazılarını orada yazar. Kimi zaman, iki gün, yerinden kıpırdamadığı olur. Dışarda, kapının önünde de yardımcısı Bayan Cileste’in yüreği, «Mösyö Proust öldü mü, ölmedi mi?» diye (çağrılmadan içeriye girmesi kesinlikle yasaktır) ağzıyla göğüs kafesi arasında mekik dokur.
Deneme bir de bilgi kumkumasıdır. Denemeci istese de, istemese de, yazısından birtakım bilgiler fışkırır. Yazar sadece gördüklerini, duyduklarını ve okuduklarını yazar. Bu da bilginin ta kendisidir. En büyük bilgi kitabı ise yaşamdır. Yaşam yazarın önünde hasırcıarnavut karpuzu gibi koskoca ve dopdolu durur. Yazarın onu kütletmesi, kütürdetmesi için bıçağı eline alıp yüreğine saplaması yetişir.
1878 yılında Tarik gazetesi başyazarı Lastik Sait Bey Tercüman-ı Hakikat’te yayınlanan iki şarkının Ahmet Mithat Efendi’nin elinden çıktığını sanmış ve onları kendi gazetesinde saraka etmiştir. Araya da Efendi’nin özel yaşamıyla ilgili iğneler sokuşturmuştur. Buna sinirlenen Efendi de Babıâli Caddesinde çevirdiği sarakacıya dört dörtlük bir kötek çeker.
Zaten benim kafam hep denemeye çalışır. Dört Köseli Üçgen adlı romanım da bir denemedir. Yani yazdıklarımda kolayca şiirden romana, romandan denemeye, denemeden günlüğe geçilir. Aralarında hiçbir duvar, hiçbir çit yoktur. Ne ki gelecek, denemenindir. Romanlar da gelecekte tam bir denemeye dönüşecektir. Bunun ilk işaretini Aldous Huxley Cesur Yeni Dünya, George Orwell de 1984 ile vermiştir.
Reklam
Diyeceğim, denemenin bir mantığı vardır. Çokluk bu mantığın tutsağı olursunuz. Romanda romanın, şiirde şiirin mantığına tutsak olduğunuz gibi.
Van Gogh ise sanat aşını hep ateş üstünde tutar. Biri kendisine çalışmadan açacak olsa: «Dün ben de aynı şeyi düşünmüştüm.» der. O, büyük bir savaş yüzü de gösterir. Tıksırıklı günlerinde bile fırçayı elinden bırakmaz. Şimdi birden karıştırdım, birtakım sanrılar sonunda kulağını hacamat edip Arles Hastanesine düştükten sonra mıydı, neydi, kardeşi ve koruyucu meleği Theo’ya şöyle bağırmıştır: —Ya beni bir deli hücresine yatırın dosdoğru, ya da bırakın var gücümle çalışayım.
Sultan Mehmet ve Sultan Bayezit zamanlarında 18 yıl kazaskerlikte kalan Ali Fenari de döşek nedir bilmez. Ömrü boyunca uyanık kalmak mutluluğu içinde yüzmüştür. Ortalığın kararmasından, tan sökünceye değin boyuna okur. Bir an bile kafa kaslarını çalıştırmakta duraksama göstermez. Vakit çok geç olur, uyku da iyisinden bastırırsa, o zaman da sırtını duvara yaslar -kitaplar önünde yine açıktır öylece kısa bir süre kestirir. Sonra uyanarak yeniden okumaya yapışır.
Hangi şairin yaşamına bakarsanız bakın, topunun şiir ve çile kazanlarında vahır vahır kaynadığını görürsünüz.
Sayfa 70 - YiğitlemeKitabı okudu
Fatih Sultan Mehmet
Mevlana Ali Kuşçu da bir gökbilim kitabı olan Fethiyye’yi kaleme aldığında 200 akçe aylıkla Ayasofya Medresesi müderrisliğine atanır. Fatih, Ali Kuşçu’nun İran’dan gelirken yanında getirdiği 200 kadar adamını da çeşitli armağanlarla sevindirmiştir. Molla Hüsrev’i Edirne’deki Şah Melik Medresesi müderrisliğine getiren de odur. Daha sonraları ise, onu şeyhülislamlık katına çıkarır.
79 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.