Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Cumhuriyet Sonrası Yunus Emre Yorumları

Yunus, Ne Hoş Demişsin

Beşir Ayvazoğlu

Yunus, Ne Hoş Demişsin Sözleri ve Alıntıları

Yunus, Ne Hoş Demişsin sözleri ve alıntılarını, Yunus, Ne Hoş Demişsin kitap alıntılarını, Yunus, Ne Hoş Demişsin en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Marifet için elimizde bulunan yegâne vasıta akıl... Onun da en büyük şerefi kendi kendisini inkârdan gelmiyor mu?
Sayfa 232 - Burhan Ümit'in "Ölümden Hayat Doğar" başlıklı Yunus Emre yazısından
Yok, yok! Sana ulaşılmaz! Sana ulaşmak için ölüm gibi bir inkılâp lâzım Yunus.
Sayfa 100 - Yunus'un kabri nakledildikten sonra ileriye atılan Osman Yüksel Serdengeçti'nin konuşmasından
Reklam
" Ölmezlik çapının adamları, dünyanın her yerinde aynı kanuna bağlıdır: Kendi asliyeti içinde milli; ve bu asliyetin erişme kudreti nisbetinde beşeri... "
Sayfa 35 - KapıKitabı yarım bıraktı
Çedikçi Süleyman Efendi
" Vardır Derun'ün içre senin Sen'den ayru Sen! Ol " senden ayru sen " kim ola? Bilemedin mi? Ben! "
Sayfa 60 - KapıKitabı yarım bıraktı
Mehmet Kaplan'ın Yunus Emre hayranlığı tahminlerimizin çok ötesindeydi; onun hakkındaki ilk yazılarından birinde, bugün söylenmiş kadar yeni bulduğu "Bir ben vardır benden içeri" mısraını Descartes'ın "Düşünüyorum, o hâlde varım!" sözü kadar önemli gördüğünü, bu mısra üzerine başlı başına bir felsefe, ahlâk ve siyaset inşa edilebileceğini söylüyordu.
Sayfa 112
Yunus Emre der hoca Gerekse bin var hacca Hepisinden iyice Bir gönüle girmektir. Ve son şart: Bütün bilgileri öğrenmek ve anlamlarını bilmek yetmiyor. İnsanın cenneti dünyada tesis etmeye yönelik ilahi projeye dahil olması yani gönüller yapması gerekiyor.
Reklam
Onun şiirleri, sese bürünmüş söz, söze sokulmuş bir özdür. (Hasan Ali YÜCEL)
Sayfa 241Kitabı okudu
Elif okuduk ötürü Pazar eyledik götürü Yaratılmışı hoş gördük Yaratandan ötürü.
"Âşık öldi diyü sala virürler Ölen hayvân durur âşıklar ölmez" Yunus Emre
"Karışmış kara toprağa şu nazik tenleri gördüm Kara toprağın altında gül deren elleri gördüm"
Reklam
Kim demiş "Çile çeken beş on derviştir", Yunus? Bu millet baştanbaşa çekmiş, ermiştir, Yunus! Ruhun, teninden taşmış, bu yurda dolmuş, senin; Bu millet, baştanbaşa müridin olmuş senin!
Sayfa 93 - Kapı Yayınları - Behçet Kemal ÇağlarKitabı okudu
Mana erleri ipekböceğine benzerler: hepsinin hayatında bir tırtıl, bir koza, bir de kelebek safhası görülür. Geleneğe göre koza çağını Yunus Peygamber, balığın karnında geçirmişse Yunus Emre, Taptuk'un kapısında ve yollarda geçirmiştir. "Yunus miskin, çiğ idik piştik elhamdülillâh!" şiirinin mânâsı bu olsa gerektir. "Erik dalına çıkıp orda üzüm yemek", bu olgunlaşma sayesinde tahakkuk etmiştir. Yunus'un, maddesini meçhuller perdesi arkasına saklaması da bir hikmete dayanır. Bu, dikkatimizi mânâ üzerine toplamak içindir. Fâni cephesini tam bir Hak ve tasavvuf adamına yakışır şekilde -âdeta- silmiş, yok etmiştir, mânâ olarak yaşamak için. Gözünü yumdukça Cennet'i görebilen, Cennet'i evinin bahçesi gibi tasvir eden Yunus'taki harikuladeliği izah ederken bin dereden su getirmeye lüzum yok, halk teşhisiyle "ermişlik" kelimesi maksadı ifadeye kâfi. O'nun sanatı, ancak, şiirin ermişliğiyle izah edilebilir ve halk tarafından konan bu teşhis, şairliğiyle birlikte şahsiyetinin öteki cephelerini de kavrar, içine alır. Şiirimizi, düşüncemizi, ilmimizi, musikimizi ve ülkümüzü beslemektesin, Yunus!
Sayfa 253 - Kapı, 2016, Arif Nihat Asya(1966)
Yunus'un hayatını bir tiyatro oyununda işleyen ilk yazar Necip Fâzıl'dır. Velayetname'deki Bektaşî rivayetleri esas alınarak yazılan oyunda Yunus'un nefsini alt ederek "ballar balı"nı buluşu, yani manevi gelişmesi anlatılır. Devlet ve Şehir Tiyatroları'nın repertuarına almadığı bu oyun Abdullah Kars Tiyatrosu ve çeşitli amatör topluluklar tarafından defalarca sahnelenmiş, ayrıca Mahmut Kanık tarafından Fransızcaya çevrilerek Kültür Bakanlığı'nca yayımlanmıştıç
Sayfa 181
"Bîçâre Yûnus"un omuzlarına ne kadar ağır bir yük yüklenmişti! Koskoca bir medeniyet tasfiye edilirken ayaklarının altındaki zeminin kaydığını hisseden "bağrı başlı" aydınların tutunmaya çalıştıkları can simidiydi o. Sanki bin yılda başka hiçbir şey üretmemiş, başka bir şair ve düşünür yetiştirmemiştik, sadece o vardı; sanki o Sarıköy'de dünyaya gelmemiş olsaydı, Türkçe sırra kadem basacak, Türk kimliği yeryüzünden silinecekti.
Sayfa 14
Ilim ilim bilmektir Ilim kendin bilmektir Sen kendini bilmezsen Bu nice okumaktır
Sayfa 186Kitabı okudu
56 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.