Böyle şeyler duymuştum. Bazı kitaplarda böyle şeyler okumuştum, sonra evinize bakınca kitaplar gerçek oldu. Ama asıl ne diycem, bu hoşuma gitti. Bunu ben de istedim. Şimdi de istiyom. Bu evde sizin soluduğunuz havayı solumak istiyom. Herkes bağırmadan temiz temiz konuşuyo, insanların düşünceleri temiz; kitaplarla, resimlerle, güzel şeylerle dolu bir ev. Benim soluduğum havada çok çalışmak var, kavga ve demlenme var; herkes bunları konuşur. Ama siz odanın ucuna kadar gidip annenizi öptüğünüzde, dünyanın en güzel şeyini gördüm, dedim. Çok şey yaşadım, benim gibilerin bile çoğundan daha fazla şey gördüm. Bakmayı severim, daha da fazla şey görmek isterim. Farklı şeyler görmek isterim.
Sayfa 72 - Türkiye İş Bankası Külttür Yayınları
Kırk yaşına geldim, ama hayatta o kadar az şey keşfettim ki. Oysa görülecek, bilinecek neler neler var. Kitaplarda bile yazmayan şeyler... İçimde dinmeyen bir susuzluk var. Keşfetmek, hayatı, dünyayı keşfetmek, bunun için yaşamak. Ne güzel olurdu değil mi?
Reklam
idealize hayat..
Böyle şeyler duymuştum. Bazi kitaplarda böyle şeyler okumuştum, sonra evinize bakinca kitaplar gerçek oldu . Ama asıl ne diycem , bu hoşuma gitti. Bunu ben de istedim.şimdi de istiyom. Herkes bağırmadan temiz temiz konuşuyo, insanların düşünceleri temiz ; kitaplarla resimlerle güzel şeylerle dolu bir ev .Benim soluduğum havada çok çalışmak var, ev kirası var, kavga ve demlenme var ; herkes bunları konuşur.
Sayfa 72 - is bankasiKitabı okudu
Kırk yaşına geldim, ama hayatta o kadar az şey keşfettim ki. Oysa görülecek bilinecek neler neler var. Kitaplarda bile yazmayan şeyler... İçimde dinmeyen bir susuzluk var. Keşfetmek, hayatı, dünyayı keşfetmek, bunun için yaşamak. Ne güzel olurdu değil mi?
Okuduğum kitaplarda kendime benzer bir şeyler aradım, bazı şarkılarda beni anlayacak hisler aradım, kendimi notaya dökecek zamanlamaları bekledim. Bazı filmlerin içinde kendi karakterimi aradım, aradığım tek şey kendi yansımamı görmekti. Ama tüm bunlardan habersiz, varoluşumu dikizlerken çok şey yapmışım. Kendi kitabımı yazmışım, kendi şarkımı söylemişim, kendi filmimi çekmişim. Başrol oynamışım. Söylemediler, görmedim, bilmedim. Aramaya devam ettim. Yansımalar dünyasında hep bir ışık aradım. Rolünü ezberlemeden sahneye çıkan tiyatrocu gibiyim artık. Ne anlamı var artık provanın?
“Sizinle birlikte (trenle olmasa da olur, zararı yok; yanımda siz, yolun sonu da deniz olduktan sonra otobüse katlanabilirim) deniz kıyısına gitseydik... Otobüs tepeden bir dönemeci aşınca hemen karşımıza çıkıveren o çılgın mavilik karşısında sevinç çığlıkları atsaydık... Çıplak ayakla kumlarda, sonra denizin kıyısında yürüseydik... Küçük dalgalar ayaklarımızı bileklerimize kadar ıslatıp sonra geri çekilseydi. Kumda ille de ayak izlerimiz kalsın isterseniz o başka. O zaman denize o kadar sokulmayız. Gene de Makar Alekseyeviç, dalgalar günün birinde oralara da ulaşır ve ayak izlerimizi siler. "Sizinle Makar Alekseyeviç, sizinle... Kırk yaşına geldim, ama hayatta o kadar az şey keşfettim ki. Oysa görülecek, bilinecek neler neler var. Kitaplarda bile yazmayan şeyler... Yani sizin bile bilmediğiniz şeyler demek istiyorum. İçimde dinmeyen bir susuzluk var. Keşfetmek, hayatı, dünyayı keşfetmek, bunun için yaşamak. Ne güzel olurdu değil mi?
Sayfa 95 - Yapı Kredi Yayınları, 2.Baskı, Mart 2021Kitabı okudu
Reklam
57 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.