'Diktatör' dediler tutmadı, 'hırsız' dediler olmadı; nihayet 'katil' anlamında 'Kızıl Sultan' diye saldırdılar; yine de Abdülhamit Han'ın padişahlık ve halifelik sıfatlarından beslenen iradesini aşamadılar.
Sayfa 13 - Panama Yayınları, Yavuz BahadıroğluKitabı okudu
Sultan’ın anlaşılmasını temin eden şu dua, destan’ın yeniden nereden başlayacağını da göstermektedir:
Allahım helal etmiyorum! Şahsımı değil, milletimi bu hale getirenlere, hakkımı helal etmiyorum! Beni, benim için lif lif yolsalar, cımbız cımbız zerrelerimi koparsalar,sarayımı yaksalar, hânümânımı, hanedanımı söndürseler, çoluğumu gözümün önünde
"...Sultan Abdülhamid,Filistin'de bir İsrail kurulmasına karşı çıkmış tüm menfaat tekliflerini elinin tersiyle itmişti.Getirilen teklife razı olsaydı,Osmanlı Devleti'nin dış borçları Yahudilerin milli bankası tarafından ödenecekti.Bu teklif karşısında Sultan Abdülhamid şöyle kükremişti:"Odalar dolusu altın verseniz memleketimin tek karış toprağını satmam!"Yahudiler de ona 'Kızıl Sultan'diyerek intikam almak istemişlerdi.Bu kin tufanını aynen kendi tarihimize geçirenlere ne buyurulur?"
Yavuz Sultan Selim 600bin kişilik ordusuyla İstanbul'dan Mısır'a doğru hareket eder İzmit'e vardıklarında büyük hünkar, askere mola verdirerek vezirlerine ve komutanlarına şu emri verir
tez geçtiğimiz yerlerdeki bağları bahçeleri kontrol ediniz koparılmış her üzüm salkımı her meyve için bir kese altın onların yerlerine bağlayınız
vezirler ve
Veliaht Yusuf İzzettin Efendi, Enver Paşa’nın damat olmasına sert bir şekilde karşı çıkmıştı. Abdülhamit burada durmuş, Enver Paşa’nın yüzüne bakmış, onun dikkatle kendisini dinlediğini görünce sözüne devam etmişti.
“Oğlum Enver, otuz üç sene saltanat sürdüm, padişahlığım süresince bireyin özgürlüğüne, kişiliğine daima saygılı oldum. Fakat