Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"İnanın," diye yazar annesine, sizinle olan ilişkimi hafife almadığıma ve hayat planımı sizin bütün arzularınızla bağdaştırmaya çalışmanın beni çoğy kez yeterince huzursuz ettiğine inanın."
Reklam
"Trajedisini ve hayatının sefaletini erken yaşta tadar; zira bu kahramanca savaşı, önce nefretinin muhattabı olanlara, yani hoyrat dünyaya değil, -hisseden biri için en feci kalp ağrısı bu olmalı- özellikle de en sevdiği, onu en çok seven insanlara karşı açmıştır."
🥀 Olmaz. Kısıtlanmış bir varoluş bile daha önceden görünmeyen sınırlara kadar esneyebilir. Sadece ruhumuzu veremediğimiz şeyleri yitiririz. Ruh gözü açılmış kişi, kendiyle bağlantılı olup başkalarının göremediği şeyleri görür. Duy gularımı harekete geçiren, canlandıran, tatmin eden her şey benim için kutsaldır, bellekte bunlardan geriye hiçbir şey kalmasa bile böyledir. Bilgelik midir bu, Günderrode? Kendini kısıtlama mıdır? Gerek koşullarımdan gerekse mizacımdan dolayı hareket tarzıma sizinkine nazaran daha dar sınırlar çizilmiştir, Kleist. Sizin bir denge unsurunuz, şiirleriniz var. Şiirler şanslı insanların lüksüdür. #oxudumbitdi #hiçbiryerde #christawolf
352 syf.
8/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Kendi fırtınalı hayatlarının kendi içlerinde patlayan volkanların bazen koyu kapalı bazen de izahı pek mümkün olmayan ruhlarının kendi dünyasında neler geçiriyor ve nelerle bir mücadeleye girip, nelerden kaçıyorlarsa işte onun kavgasıdır bu üç kendiyle kavgalının hikayesi. Yazarın kalemi ve yazım dili çok güzel fakat çeviri zaman zaman akışı bozabiliyor bu da çevirmenden kaynaklanıyor. Yazarın kendi yazmış olduğu önsöz çok başarılı ve tüm kitap boyunca en güzel, en akıcı kısım yine bu önsöz. Birinci bölüm Hölderlin kısmı tam bir fiyasko, aşırı sıkıcı, bir biyografi değil gereğinden fazla uzun ve içerik bakımından sadece Hölderlin’ın şair kimliğine odaklanıyor, bu kimlikle vermiş olduğu şiirlere ve yazmış olduğu kitabının içerik, anlam ve kavramlarının Hölderlin’ın ruhsal durumu ve karakteri bağlımda üzerinde duruyor ve değerlendiriyor. Kleist ve Nietzche’e gelince işte yazarın kalemi bu ikisinde çoşuyor, Kleist’ta dramı daha fazla hissediyorsunuz, Nietzsche’de betimlemelerin içeriside kayboluyorsunuz. Serinin ikinci Kitabı olmakla birlikte bir biyografi yazımının bu şekilde alışılmışın dışında romanvâri, tasvirlerin ve dramanın ağır hissedildiği ve bu şekilde bir tarzda sunulması, bende bir düz(nesir) ve şiirsel(nazım) yazımın karışımını okuyorum hissi veriyor.
Kendileriyle Savaşanlar
Kendileriyle SavaşanlarStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20192,476 okunma
Reklam
Gerçek Spinozacılar, hızlar ve yavaşlıklar, dondurucu katılaşma ve hızlanan hareketler, biçimsiz öğeler ve özneleştirilmez duygular bağlamında düşündükleri için Hölderlin, Kleist ve Nietzsche’dir.
Hölderlin, Kleist ve Nietzsche’de ilk göze çarpan şey onların dünyayla olan bağlantısızlıklarıdır. Şeytan Faust’ta bulduğu kişiyi gerçek hayattan koparıp atar. Üçünün de karısı ve çocuğu yoktur (tıpkı kan kardeşleri Beethoven ve Michelangelo gibi), evleri ve servetleri yoktur, sürekli bir meslekleri, güvenli bir makamları yoktur. Göçebe tabiatlıdırlar, dünya üzerinde başıboşturlar, toplum dışında, garip, hor görülen insanlardır ve tümüyle anonim bir varoluş sürdürürler. Dünyevi hiçbir şeye sahip değillerdir. Ne Kleist, ne Hölderlin, ne de Nietzsche kendine ait bir yatağa sahip oldu, hiçbir şey onların malı değildi, kiralık iskemlelerde oturup kiralık masalarda yazdılar ve yabancı bir odadan diğerine dolaşıp durdular. Hiçbir yere kök salmadılar -Dostlukları kırılgandı, konumları ufalanıveriyordu, sürekli boşluğa yazıyorlardı. Böylece, Goethe’ninki berrak, düzenli bir yörüngede ilerlerken, onların varoluşları meteorvari, tedirgin, kayan yıldızlar gibi başıboştu.
“Zaten herkes ayağının takılacağı o melun taşı kendi içinde taşımaz mı?” -Heinrich von Kleist
Bırak keder ve can sıkıntısı gevezeliklerine devam etsin, Mutluluk dilsizdir.
Reklam
Denizdeki bir gemiden farkımız yok onun gözünde, Bizi canının istediği yere sürükleyip duruyor, Mecburuz dalgasıyla birlikte yol almaya. Böylesine bir dalga yatıştırılamaz.
Güneşin yalnız sana mı doğduğunu sanıyorsun ey budala?
Güvensizlik ruhun vebasıdır. Hasta bir göze herkes, hatta en saf ve suçsuz olan bile Cehennem zebanisi gibi görünür.
İnsan çoğu kez korkunç düşüncelere cesaret eder de Uygulamaya gelince dehşet duyar.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.