Sene 2010. HAYATIM yarıya kadar toprağa gömülmüş ağır bir kaya parçası. Kayanın üzerinde toz, toprak, pislikten başka hiçbir yaşam belirtisi yok. Arasıra rüzgar esiyor, rüzgar kayanın üzerinden ancak bir miktar tozu alıyor. Hiçbir yaşam belirtisi yok hayatımın üzerinde. Kafam ağırıyor, kafamın içi ağırıyor nefes alamıyorum. Girdiğim lüzumsuz
Polisiye olmasına rağmen bi o kadar edebî ve bi o kadar politik bir kitap. Sokağı özellikle sokağın içindeki o yaşamı çok iyi anlatmış. Bir kez daha teşekkürler Başkomiser Nevzat.
''Halbuki hiç de fevkalade bir adam değildi. Hatta pek alelade, hiçbir hususiyeti olmayan, her gün etrafında yüzlercesini görüp de bakmadan geçtiğimiz insanlardan biriydi. Hayatının bildiğimiz ve bilmediğimiz taraflarında insana merak verecek bir cihet olmadığı da muhakkaktı. Böyle kimseleri gördüğümüz zaman çok kere kendi kendimize sorarız
Kitap beni çok arafta bırakmıştı. Beğenmeye yakındım ama oturtamadığım çok şey vardı. Birine önerip önermemekte kararsız kalmıştım. Ancak şuan iyi ki diyorum. Çünkü kitaplar ilerledikçe her şey oturuyor ve bağlanıyorsunuz seriye. Okuyunuz bu seriyi. Benim favım yine de Hecr.