b

Basın

0 üye
Manipülasyon
“Gazetelerde pek çok kötülük duyarsınız, ama ne olur, şu hep aklınızda olsun: Emniyetten bir dostum demişti ki "Bu ülkedeki suçların % 99'unu nüfusun % 1'i, suçların geri kalan % 1'ini de nüfusun % 99'u işliyor. Bu ülkenin insanı dürüsttür, efendidir. (İstanbul ekibi üzerine çok alınmasın, ülkenin genelinden bahsediyorum.) Önünüze koydukları on tane cinayet, kötülük haberinin karşısında, aslında okumadığınız, görmediğiniz binlerce iyilik ve dürüstlük haberi var bu ülkede. Ama neyi daha çok duyarsak onu gerçek zannediyoruz. Hele çocuklara neyi daha çok gösterirsek, çocuklar onu öğreniyor.”
Başka konularda olduğu gibi bu konuda da Mehmed Ali Paşa öncü olmuş, Sultan Mahmud da bir paşanın yaptığını, bir padişahın daha iyi yapabileceği ilkesinden hareketle onu izlemiştir.Mehmed Ali Paşa önce Fransızca, sonra da Arapça resmi gazete ile Sultan II. Mahmud ise Fransızca ve Türkçe bir gazete ile işe başladı. Ortadoğu’da yayınlanan gazeteler, uzun bir zaman yalnızca resmi gazeteler oldu. O zamanın bir makalesinde, “Gazetenin amacı hükümetin karar ve emirlerini halka bildirmektir.” sözleriyle anlatılan basının bu durumu ve işlevi, bölgede bugün de sürmektedir
Reklam
1938 'de Basın Özgürlüğü
Hükümetten bir ruhsatname alınması zorunluğu vardır. Hükümet de bunu vermeyebilir. Zaten kanuna eklenen başka bir hüküm de “kötü ünlü” kişilere gazete çıkarma hakkının tanınmamasıdır. Nedir bu “kötü ünlü” kişiler? Bunun ölçüsü nedir? Bunun değerlendirilme- si valinin veya hükümetin yetkileri içindedir. Kanun bununla da kalmamış “kötü ünlü” kimselerin gazete ve dergilerde muhabir, yazar, ressam, fotoğrafçı, düzeltmen ve idare memuru olmalarını yasaklamıştır. 1938 değişikliğinin getirdiği en önemli hükümlerden biri de okul ve üniversite olaylarıyla ilgili haberlerin izinsiz yazılmamasıdır. Ka- nun, “okullarda, fakülte ve enstitülerde disiplini bozacak mahiyette- ki olayların, gazetenin çıktığı yerin en büyük mülkiye âmirinden izin alınmaksızın yayınlanmasını” yasak etmiştir. Bu bir çeşit sansürdür. Daha tâ 1938’lerde, dünyanın hiçbir yerinde son yıllardaki gibi gençlik olayları yokken, okul ve üniversiteyle ilgili haberlerin sansür- den geçirilmesini istemek çok ileri (!) görüşlülüktür herhalde.
Sayfa 167 - Remzi Kitabevi 1.Baskı
Hiç değişmedi, belki de değişmeyecek...
Basın, birkaç gün içinde gülünç ve küçük bir ayrıntıyı devletin en önemli meselesi haline getiriyor veya en hayati meseleleri unutturuyor, halkın zihninden, düşüncesinden silebiliyordu. Birkaç hafta içinde hiç yoktan, sihirli bir şekilde bazı isimler ortaya atıyor, onların lehine duyulmamış yayın yapıyor, onlara gerçekten değerli bir adamın hayatında tahmin edemeyeceği kadar büyük şöhret sağlıyordu.
Sayfa 74 - Manifesto Kitap - (I.Cilt - III.Bölüm)
Basın ne güçlü bir şeydi Tanrım, insani ipe de götürür, cennete de.
Sayfa 385Kitabı okudu
DP İktidarı ve Basın
DP iktidarının ilk yılları basının mutlu bir dönemidir. Kovuştur- maya uğrayan, tutuklanan gazeteci yoktur. Hükümetle gazeteciler arasında genellikle yakın ilişkiler kurulmuştur. Gazete sahipleriyle Başbakan Adnan Menderes arasında bir balayı dönemi başlamıştır o yıllarda. Ahmet Emin Yalman buna “Basının Altın Devri” diyecek- tir.(2) Başbakan
Sayfa 193 - Remzi Kitabevi 1.Baskı
Reklam
28 öğeden 31 ile 28 arasındakiler gösteriliyor.