Ölüm bir adım ötemizde arkadaşlar.. Kapının önünde, eşiğin dibinde. Kırmayın, dökmeyin. Kırdıklarınızı onarın. Affedin, helallik isteyin. Tövbe edin en önemlisi de bu. Henüz vakit varken bağışlanma dileyin yaratandan.. Rabbim darda kalanlara yardım etsin. Âmin..
“Kimin daha vatansever olduğunu ölçmenin bir yöntemi mi var? Neden bazıları, memleketi kendilerinin daha çok sevdiğini ileri sürerek bir ayrıcalık elde etmeye çalışırlar?
Üniversite tahsilinin aslında tek amacı, öğrenciye bir meslek öğretmek değil (onu çırak, mektepleri de yapar), düşünmeyi ve tartışmayı, eleştirmeyi bilen ve yeni gerçekleri bulmayı beceren bir birey haline getirmektir. Üniversiteye meslek öğrenmek için gelinmez. Üniversiteye yeni bilgi üretmeyi öğrenmek ve yeni bilgiyi araştırmalarla üretmek için gelinir.
Türkiye’de tek bir üniversite dahi olmamasının, gazete ve televizyonların hukuk skandalları ile çalkalanmasının nedeni, insanlarımıza gerçeği aramanın en yüce ideal olduğunu ve onu ancak ve yalnızca aklımızla bulabileceğimizi öğretmemiş olmamızdır.
Hele, düşmanın şu karşı tepeleri tuttuğu bir sırada ona destani bir heyecan vermeye çalışmak kadar abes ve mevsimsiz bir şey tasavvur olunamaz. Bekir Çavuş:
– Biliyorum beyim sen de onlardansın emme.
– Onlar kim?
– Aha, Kemal Paşa'dan yana olanlar...
– İnsan Türk olur da, nasıl Kemal Paşa'dan yana olmaz?
– Biz Türk değiliz ki, beyim.
– Ya nesiniz?
– Biz İslamız, elhamdülillah... O senin dediklerin Haymana'da yaşarlar.
Bekir Çavuş'la artık daha ziyade konuşmağa mecalim yok. Asılmış bir adam gibi başım göğsüme düşüyor. Bunalıp kalıyorum.
Eğer, bize zafer nasip olsa bile kurtaracağımız şey, yalnız bu ıssız toprakla, bu yalçın tepelerdir. Millet nerede? O henüz ortada yoktur ve onu bu Bekir Çavuşlar, bu Salih Ağalar, bu Zeynep Kadınlar, bu İsmailler, bu Süleymanlarla yeni baştan yapmak gerekecektir.